13 Nisan 2009 Pazartesi

1 Mayıs tatil oluyor!


1 Mayıs'ın ''Emek ve Dayanışma Günü'' adıyla, tatil günü olarak belirlenmesini öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.Tasarı, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanuna, 1 Mayıs'ın da ''Emek ve Dayanışma Günü'' adıyla tatil günü olarak eklenmesini öngörüyor.Tasarının gerekçesinde, 1 Mayıs'ın, tüm dünyada çalışanların birlik ve dayanışmasının simgesi olarak kabul gördüğü vurgulanarak, ''tasarı ile anılan günün ülkemizde de 'Emek ve Dayanışma Günü' adıyla tatil günü olarak belirlenmesi öngörülmektedir'' denildi.

Türkan Saylan neye üzüldü


Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın İstanbul Arnavutköy'deki evinde başlatılan arama çalışması sona erdi. Arama yaklaşık 7 saat sürdü. Polis ekipleri evden bir çuvalla çıktı. Bu sırada bazı vatandaşlar polise tepki gösterdi. Polislere kızanlara "Onlara kızmayın. Onlar emir kulu" diyen Saylan, "Şubelerimizin başkanlarıyla yönetim kurulu üyelerimizi tutukladılar. Buna çok kızdım. Bana yapılana değil ama onlara yapılana kızarım." ifadelerini kullandıPolislerin evden ayrılmasının ardından gazetecilere açıklama yapan Türkan Saylan, polislerin kitaplara çok baktıklarını söyledi.Saylan Cumhuriyet mitinglerine katıldıklarını belirterek, "ÇYDD varsa, 'ne şeriat ne darbe' deriz biz. Darbeden yana birşey demeyiz. Biz onlardan değiliz" dedi.Prof. Türkan Saylan, "Böyle dediğim halde bazı basın mensupları yazı yazdılar; 'Bu kadın ne zaman tutuklanacak?' diye. Böyle şeyler nasıl oluyorsa Türkiye'de" ifadelerini kullandı. "Ama ben onlara aldırmıyorum. Önemli olan derneğimizin sağ salim ilerlemesi" diyen Prof. Saylan, "Sömürüye, hırsızlığa, üçkağıda muhalifiz. Muhalif olmayıp da ne yapacağız. Onurumuzla yaşıyoruz biz" diye konuştu.BUNA KIZARIM!Saylan ayrıca, "Şubelerimizin başkanlarıyla yönetim kurulu üyelerimizi tutukladılar. Buna çok kızdım. Bana yapılana değil ama onlara yapılana kızarım. 36 bin kız çocuğuna burs veriyoruz. Bilgisayarları kopya almadan alıp gittiler. Aramanın da kuralları var. Aldıkları bilgisayarlarda burs gören öğrenci kayıtları var. Öğrenciler burslarını alamayacaklar. Bu beni rahatsız ediyor. Burslarla ilgili savcılığa gideceğiz" şeklinde konuştu. Hükümetin 1 Mart tezkeresi yüzünden kendilerine hıncı olduğunu söyleyen Saylan, "Türkiye'yi bu kadar küçük düşürücü davranışlarda bulunmamalıyız" dedi.'Türkiye'yi çıldırtacaklar'Saylan kimsenin zarar görmesini istemediğini belirterek: "Biz bir aileyiz. Demokratik haklarını kullananlar cezalandırılırlarsa… Eğer bize oluyorsa kim bilir başka kimlere olacak. O 'kim'leri de korumamız gerekiyor. Ben kimsenin zarar görmesini istemiyorum. Devletimize hizmet etmek istiyorum. Karamsar değilim. Beğenmediğimiz şeylere karşı demokratik haklarımızla mücadele ediyoruz. Ama kimse muhalefet istemiyor. Kimse 'bunu neden yaptın denmesini' istemiyor."'Lezbiyen olduğum bile söylendi'Ergenekon soruşturması sırasında cinsel hayatı ile ilgili olarak bile iftiraya uğradığını belirten Türkan Saylan "Lezbiyen olduğum bile söylendi" dedi. Saylan ayrıca, isimsiz tehdit mektuplarıyla insanların taciz edildiğini söyledi ve "Türkiye'yi çıldırtacaklar" dedi.Kız çocuklarının okutulması yönündeki eğitim çalışmalarıyla tanınan Saylan, Şubat 2009’da Vehbi Koç Vakfı’nın verdiği 8. Vehbi Koç Ödülü'nü alarak gündeme gelmişti. Türkan Saylan, Cumhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk'un Ergenekon operasyonunda gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, "Hepimiz demek ki bir gece vakti gözaltına alınabiliriz. Bu çok yanlış bir şey" demişti.Camdan yaptığı açıklamaSaylan evinin camına çıkarak yaptığı ilk açıklamasında, "Demokratik hakkını kullananlar cezalandırılıyor... Karamsar değilim maalesef bunu yaşıyoruz" demişti.Saylan, Cumhuriyet gazetesi yazarı İlhan Selçuk'un Ergenekon operasyonunda gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamada, "Hepimiz demek ki bir gece vakti gözaltına alınabiliriz. Bu çok yanlış bir şey" ifadelerini kullanmıştı.ARKADAŞLARINDAN DESTEKSaylan'a destek olmak amacıyla yakın arkadaşlarından VATAN'dan gazeteci Leyla Umar ve Prof. Dr. Burhan Şenatalar da evin önüne geldi. Evin önünde toplanan grup, Gençlik Marşı ve bazı marşları okurken, ellerinde "Atatürk'ün çağdaş, aydınlanmacı kadını Türkan Saylan hocamıza sahip çıkıyoruz", "Hocam sizi kurda kuşa yem ettirmeyiz", "Sayın hocam, biz çoğunluğuz, onlar azlar aslında, çok azlar", "Laik bilim kadınımız Türkan Saylan'ın yanındayız" yazılı dövizler taşıdı.Türkan Saylan'ın avukatı Hüseyin Karataş, mahkeme kararı çerçevesinde arama yapıldığını söyledi. Karataş, çalışmaların bittiğini, belgeler ile ilgili tutanakların tutulduğunu söyledi.AKP DOSYASININ FOTOKOPİSİ ÇEKİLDİTürkan Saylan'ın evine gelen ÇYDD ve Saylan'ın avukatı Hüseyin Karataş çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Karataş, Saylan ile ilgili gözaltı kararı olmadığını belirtti. Karataş, "Saylan'a yönelik herhangi bir suçlama yok. Ergenekon kapsamında bir arama. Evden bir takım belgeler alındı. Bunun dışında bir de AKP'nin kapatma davası kararı ile ilgili dosyanın fotokopisi alındı. Evde bulunan hiçbir metinde suç unsuru yok." dedi.Hüseyin Karataş, Türkan Saylan'ın basın mensuplarıyla evinde görüşeceğini daha sonra hastaneye gideceğini açıkladı. NECLA ARAT: KAN VERİLİRKEN GELMİŞLERCumhuriyet Mitingleri'nin organizatörlerinden, CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Necla Arat, ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'a rutin olarak kan verildiği saatlerde polisin arama için geldiğini söyledi. Arat, operasyonu haber aldıktan sonra Türkan Saylan'ı aradığını ve görüştüklerini belirterek, şöyle dedi: "Sabahleyin kendisine kan veriliyorken, biliyorsunuz çok ağır bir hastalığı var, onu da yiğitçe karşılayan bir insan, polisler geliyor ve arama yapılıyor. Kendisine kan verilirken aramaya geldiklerini söyledi. Moralinin düzgün olduğun söyledi." Arat, Saylan'ın evinde ne gerekçeyle arama yapıldığını söylemediğini belirterek, "Bir gerekçeye gerek yok. Gerekçenin ne olduğunu biliyoruz" dedi. Önceki operasyonlardaki bazı arama tutanaklarında, 'terör örgütü üyeliği' isnadı gösterildiğinin anımsatılması üzerine Arat, şöyle dedi:"Terör örgütü üyeliği ne demek, Cumhuriyet Mitingleri yapılırken, bizim en önemli sloganımız: 'Ne şeriat ne darbe' idi. Terörle ilgili herhangi bir şey söz konusu olamaz. Nasıl bir bağlantısı olabilir Saşlan'ın ve ÇYDD'nin. Mantık dışı pek çok iş oluyor Türkiye'de. Şu anda bakın, gözaltına alınması beklenen öğretim üyelerinin sayısı bir üniversite açacak kadar oldu." Arat, tedirginlik hissedip hissetmediğine ilişkin soruya şu karşılığı verdi: "Eğer Cumhuriyet Mitingleri'ni ele alıyorlarsa, katılanları bile suçladıklarına göre, mitingde konuşma yapmış bizleri suçlamamaları için neden yok, onlar açısından. Bir tedirginliğim yok. Bize de ulaşırlarsa hoşgeldiler. Gereken yanıtları veriririz." POLİS CANLI YAYINA ALINMASINA ENGEL OLDUTürkan Saylan'ın evinde Ergenekon kapsamında arama devam ederken, Saylan'ın CNN Türk canlı yayınına telefonla katılmasına polis müdahale etti.Polis ekipleri, Saylan'ın görüşmesini yarıda kesti. Saylan'a Radikal gazetesi muhabiri de ulaştı. İşte muhabirle Saylan arasındaki diyalog: - Evinizde arama yapılıyor mu hocam? Evet, evet. - Bir gözaltı işlemi yapılacak mı? Zannetmiyorum. - Ne zamandır arama yapılıyor? 8'den beri. - Şu an ne aşamada hocam? Herşey yolunda canım. - Ne zaman bitermiş acaba? Bitecek... - Gözaltına alınacak mısınız? Yok canım o kadar da değil, zannetmiyorum. - Gözaltı olmaz diye düşünüyorsunuz... Hayır, olmaz. Zaten hiç bir şeye halim yok ki, ben hastayım, biliyorsunuz (Öksürüyor) - Ayakta mısınız, yatılı halde misiniz hocam? Hem yatıyorum, hem idare ediyorum, yürümeye çalışıyorum. - Tek misiniz hocam? Hayır olur mu, çocuklarım var, arkadaşlar var, avukatlarım var. - Belirtmek istediğiniz bir şey var mı? Hayır hayır, sonra... YASADIŞI BİR ŞEYLE İLGİM OLMASI MÜMKÜN DEĞİLSaylan'ın Beşiktaş Arnavutköy Beyazgül Sokak'taki evinde arama yapıldığısırada eve gelen arkadaşı avukat Aydeniz Tuskan, burada gazetecilere yaptığıaçıklamada, Saylan'ın sağlığından endişe ettiği için eve geldiğini söyledi.Saylan ile telefonda görüştüğünü belirten Tuskan, Saylan'ın "Arkadaşlararama yapıyorlar. Bana çok iyi muamele yapıyorlar" dediğini anlatan Tuskan,şöyle konuştu:"Biz bağımsız olarak Cumhuriyet mitinglerini yapmaya karar verdik.Bunlar usulüne uygun olarak yapıldı. Her şeyimiz yasalara uygundur. Yasalbelgelerimiz de vardır. Bu dalgalar nereye kadar gelecek bilmiyorum. Şuçlularınmutlaka bulunması gerekiyor ama her dalgada Cumhuriyetçilerin alınması bizlerigerçekten yaralıyor. Biz laikliğe karşı olan eylemlere karşı çıktık."Daha sonra aramanın devam ettiği eve giren Tuskan, çıkışta yaptığıaçıklama da Türkan Saylan'ın mesajını gazetecilere aktardı."Türkan Saylan, (yasa dışı hiçbir şeyle alakamız olması mümkün değil)mesajı gönderdi" diyen Tuskan, şunları kaydetti:"Saylan aslında şu anda İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tedavigörüyor. Ancak bugün izinli olarak çıkmış. Hastaneden de kendisini bekliyorlar.Tedavisi için sabah kan alındı. Şu anda biraz sarsılmış durumda. İçeride 10 kadarkişi var. Masanın başında bazı evraklara bakıyorlar."Tuskan, bir gazetecinin "Saylan gözaltı için tebligat almış mı?"şeklindeki sorusu üzerine de Saylan'ın herhangi bir tebligat almadığınısöyledi.Bu arada, Saylan'a destek amacıyla evin önünde toplanan arkadaşları veArnavutköylü vatandaşlardan oluşan topluluk, aramayı protesto ederek, "Türkiyeseninle gurur duyuyor. Türkiye laiktir, laik kalacak" şeklinde sloganlar attı.-"BENİM EVİM DE ARANSIN"-Eski Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış iseaçıklamasında, "Bu ülkenin çıkarlarını savunmak, bu ülkenin gençlerini geleceğehazırlamak bir suçsa o zaman benim evim de aransın. Ben de tutuklanayımistiyorum. Bu bir karşı koyuş, meydan okuyuş değil. Ama eğer suçluysak, hepimizsuçluyuz. Bu ülkenin geleceğine hizmet eden herkes suçludur. O halde hepimizaranalım. Hepimiz tutuklanalım. Nasıl olsa sıra hepimize gelecek" dedi.CHP'li Gürsel Tekin de bugün yaşamının önemli bir kısmını sadece eğitimeadamış bir insanın böyle bir müdahaleye tabi tutulmasını doğru bulmadığını ifadeetti.Bu arada, Saylan'ın evinini bulunduğu sokağa büyük bir Türk bayrağı asılırken, sokak trafiğe kapatıldı.

Dündar hakkında suç duyurusu


''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten özel yetkili cumhuriyet savcılarının, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) sunulan şikayet dilekçesinde kendilerine ''hakaret edildiği'' gerekçesiyle gazeteci Uğur Dündar ve avukatı Vural Ergül hakkında suç duyurusunda bulundukları belirtildi.Uğur Dündar hakkında suç duyurusunda bulundukları öğrenilen soruşturma savcılarının, ikinci iddianamede yer almasına ilişkin canlı yayında söylediği sözler nedeniyle değil, avukatı aracılığıyla HSYK'ya sunduğu şikayet dilekçesinde ''hakaret'' sözcükleri kullanıldığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundukları öğrenildi.Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunun, Dündar'ın avukatı Vural Ergül hakkında da yapıldığı ifade edildi.Yine soruşturma savcılarının, Dündar'ın HSYK'ya sunulan dilekçesindeki iddialara haberlerinde yer veren 3 gazete hakkında da Bakırköy, Şişli ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları'na suç duyurusunda bulundukları kaydedildi.

Cepten 'alo' demek yüzde 30 ucuzluyor


Sabit ve mobil hatlar arasında yapılan telefon görüşmelerinde 1 Mayıs'tan itibaren 'alo' ucuzluyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu yeni arabağlantı tarifelerini açıkladı. 1 Mayıs'tan sonra cep telefonu görüşme ücretleri yüzde 30 ucuzlayacak. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) 1 Mayıs'tan geçerli olmak üzere arabağlantı ücret tarifelerini yeniden belirledi. Yeni tarifeler uygulanmaya başladığında 1 Mayıs'tan itibaren Turkcell, Vodafone ve Avea'nın cep telefonu görüşmelerinde yüzde 30 indirime gitmesi bekleniyor. BTK'nın 1 dakikalık görüşme ücreti için belirlediği yeni tarifeler şöyle: Turkcell 6,55 kuruş (9,10 kuruştan yüzde 28.02 indirim yapılıyor) Vodafone 6,75 kuruş (9,50 kuruştan yüzde 28.95 indirim yapılıyor) Avea 7,75 kuruş (11,2 kuruştan yüzde 30.8 indirim yapılıyor) Türk Telekom şehiriçi 1,39 kuruş (1,71 kuruştan indirim yapılıyor) Türk Telekom alan içi 1,71 kuruş (daha önce bu tarife yoktu) Türk Telekom şehirlerarası 2,70 kuruş (inidirim yok) Avea CEO'su Cüneyt Türktan da tarife değişikliğinin işletmecilerin birbirlerine ödemekte oldukları dakika başı toptan ücretlerde yüzde 28 ila yüzde 31 aralığında indirime karşılık geldiğini söyledi. Türktan, Turkcell'in kendi abonelerine BTK tarafından belirlenen 6,55 kuruşluk yeni toptan ücretten çok daha düşük ücretler belirlediğini belirtti ve "Bu da pazarda etkin rekabetin tesisini güçleştirmektedir" dedi. Türktan BTK'nın arabağlantı ücretlerini pazardaki dengeler göze alınarak daha fazla da düşürülebileceğini sözlerine ekledi. ARABAĞLANTI ÜCRETİ NEDİR? İki farklı operatör arasında yapılan görüşmelerde uygulanan ücrete arabağlantı ücreti deniyor. Bu ücret tarifeleri abone sayısı, mobil hizmet maliyeti, karşılıklı trafik ve pazara giriş sırasına göre BTK tarafından belirleniyor.

Rojin TRT Şeş'i bıraktı


Sanatçı Rojin, TRT 6'da yaptığı programı bıraktığını açıkladı. Sanatçı kimliği ve duruşuyla uyuşmayan bir yerde olmak istemediğini belirten Rojin, "Türk ve Kürt halkının barış ve kardeşliği için canım pahasına bu kanalda program yapmayı kabul ettim, yine Kürt ve Türk halkının barış ve kardeşliği için bu aşamada susmayı tercih ediyorum" dedi. Yazılı bir açıklama yapan Rojin, az konuşmayı tercih ettiğini belirterek, "TRT 6'da program yapma kararı benim için ne kadar zor olduysa, bu kanalda yaşadıklarımdan sonra bırakma kararını vermek de o derece kolay oldu" dedi. Rojin, hiçbir sunucu ve sanatçının; iyi giden bir programı bırakmak istemeyeceğini, bunun için çok önemli bir sebep olması gerektiğini belirtti. Hiçbir televizyonun da ratingi yüksek olan programını bitirmek istemeyeceğinin altını çizen Rojin, "Programım sadece müzik ve eğlence programı olmadığı için ihtiyaçlarımızı doğru tespit ederek program içeriğini kendim oluşturdum. Müzik programı olsa işim çok daha kolay olacaktı. Program ağırlıkla kadınlara yönelik olarak kitap tanıtmaktan, tekerlemeye, edebiyattan şiire, kadın sorunlarından hukuki sorunlara geniş bir yelpazede hazırlandı, hazırladım. Ancak programın ve benim üzerimdeki baskılar o kadar yoğunlaştı ki programın içini boşaltmaya, programın kendi kendini bitirmesine çalışılıyordu adeta. Bir sunucu düşünün ki konu ve konuktan habersiz programa girsin. Programcının yani benim, önerdiğim hic bir konuk kabul edilmesin; yayında söylediğim çok şey kesilsin, her şeyine müdahale edilsin. Programa potansiyel suç, bana da potansiyel suçlu muamelesi yapılsın. Tabii ki bu kanal, Kürt sorununda tarihi sürecin getirdiği en önemli gelişmelerden, adımlardan biri idi ve her şey birden olmayacaktı, belli sınırlamalar olacağını tahmin etmek güç değildi ama kantarın topuzu kaçıp hiçe sayılmayı da kabul edemeyecektim. Hayatı cesaret imtihanlarıyla geçmiş bir sanatçı olarak, Türk ve Kürt halkının barış ve kardeşliği için canım pahasına bu kanalda program yapmayı kabul ettim. Yaşadığım zorlukları yakınlarım ve ben biliyoruz. Yine Kürt ve Türk halkının barış ve kardeşliği için bu aşamada susmayı tercih ediyorum" ifadelerini kullandı.Rojin, programı bırakma sebebinin ekonomik olmadığını da belirterek, "Asla tehdit ve yıldırmalardan değildir. Asla kapris değildir. Kendi özgür irademle verdiğim bir karardır. Özgür olmadığım yerde kimse beni tutamaz. Sanatçı kimliğim ve duruşumla uyuşmayan bir yerde olmak istemiyorum. Girdim. Gördüm. Çıktım" dedi.

12 Nisan 2009 Pazar

En 'Baba' rockçı!


Ünlü sanatçı Müslüm Gürses, alışılanın aksine değişen hayran kitlesine hitap etmeye devam ediyor... İlk olarak arabesk dünyasının 'Baba'sı Müslüm Gürses daha sonra sosyetik mekânlarda da sahne alarak adından sıkça söz ettirmişti. Sosyete tarafından da beğenilen 'Müslüm Baba' şimdi de rockçı gençleri eğlendiriyor. İstanbul'daki Beyoğlu Balans Bar'da daha çok üniversiteli genç kız ve erkek hayranlarına hitap eden Gürses gençleri adeta coşturdu. Gürses, gençlerin 'Müslüm Baba' tezahüratları altında Teoman şarkıları söyledi.ÜNLÜ SİMALAR DA VARDI Beyoğlu Balans Bar'da Müslüm Gürses hayranları arasında da tanınmış isimler göze çarptı. Ünlü oyuncu Nejat İşler, Gürses'i arkadaş grubu ile izlerken ekranların ilgi çeken 'Arka Sıradakiler' dizisinde Oktay karakterini canlandıran Bülent Çetinaslan da Müslüm Gürses'i dinlemeye gelen isimler arasındaydı.

Facebok tasarımını değiştirdi, olanlar oldu...


İnternet üzerinde geliştirilen yenilikler her zaman heyecan verici olurken, var olan siteler üzerindeki değişimler ise genellikle tepkiyle karşılaşır. Uzun zamandır kullandıkları, beğendikleri bir sitede gerçekleşen değişim çoğu zaman kullanıcıların alışkanlıklarına ters düşme tehlikesine sahiptir. Bunun en güzel örneğini geçtiğimiz günlerde Hotmail yaşamıştı. İşte Facebook'un son günlerde yaşadığı da tam olarak bu. Sitenin bilgi paylaşım özelliğini artırmak için yapılan görsel değişiklikler, şu sıralarda kullanıcılardan büyük tepki topluyor. Konuyla ilgili görüş bildiren kullanıcılar Facebook'u Twitter'ı kopyalamakla suçluyorlar.
Her ne kadar bazı kullanıcılar yeni tasarımı beğense ve bu görüşlerini dile getirseler de, konuya aktif olarak dahil olan yorumcular arasında azınlıkta kalıyorlar. Facebook üzerinde şu ana kadar yeni tasarımı beğenmediklerini ifade eden ve eski tasarıma dönmek için seslerini yükselten kullanıcılar 10'dan fazla grup kurdular ve toplamda 1 milyona yakın üye toplamayı başardılar.
İşin ilginç yanı bu grupların bazılarının 2006'da, aslında şu anda geri istedikleri eski tasarıma geçişi protesto amacıyla kurulmuş olmaları. Buna rağmen hafta içinde "old facebook" (eski facebook) kelimelerinin Facebook üzerinde en çok aranan kelimeler olması dikkat çekici.

İşte oyun dünyasının zirvesindekiler


Aral'ın, popüler oyun platformlarına göre sınıflandığı listesinde Play Station (PS) meraklılarının PES 2009'dan vazgeçmediklerini gösteriyor. PES 2009, PS3, PS2 ve PSP'de en çok satılan oyun olarak göze çarpıyor.
PES (Pro Evolution Soccer) bu güne kadar yapılmış, gerçeğe en yakın futbol oyunu olarak haklı bir üne sahip.
Play Station'ın en ciddi rakibi olan Nintendo Wii'de ise 'Dead Rising Chop Till You Drop' liste başı durumda. Wii'nin sevimli karakterlerle oynanan spor oyunlarının aksine ciddi oranda şiddet içeren oyunu, Dead Rising serisinin en yeni yapımı.
Bilgisayardan oyun oynamayı hiç birşeye değişmeyenlerin gözdesi ise Empire Total war. Kapsamlı bir strateji olan oyunda Osmanlı donanması ile de dünya haritası üzerinde yeni fetihler yapabilirsiniz.
İŞTE ZİRVEDEKİ OYUNLARIN TAM LİSTESİ
PS3PES 2009RESIDENT EVIL 5STREET FIGHTER 4CALL OF DUTY WORLD AT WARCOMMAND&CONQUER RED ALERT 3NFS UNDERCOVERFIFA 09WWE LEGENDS OF WRESTLEMANIAETERNAL SONATASTORMRISE
PCEMPIRE TOTAL WARFOOTBALL MANAGER 2009GTA 4CALL OF DUTY WORLD AT WARWARHAMMER DAWN OF WAR 2BATTLEFORGEFIFA 09WOW WRATH OF THE LICH KINGEVE ONLINENFS UNDERCOVER
WIIDEAD RISING CHOP TILL YOU DROPNFS UNDERCOVERSIM ANIMALSNFS UNDERCOVERMADAGASCAR 2CRASH MIND OVER MUTANTSPYRO DAWN OF THE DRAGONCALL OF DUTY WORLD AT WARTOMB RAIDER UNDERWORLDRESIDENT EVIL UMBRELLA CHRONICLESPS2PES 2009NFS UNDERCOVERTOMB RAIDER UNDERWORLDFIFA 09SMACKDOWN 2009SINGSTAR TÜRKÇECALL OF DUTY WORLD AT WARSONIC UNLEASHEDRESIDENT EVIL 4MADAGASCAR 2
PSPPES 2009FIFA 09NFS UNDERCOVERSMACKDOWN 2009MIDNIGHT CLUB LA REMIXFOOTBALL MANAGER 2009DUNGEON EXPLORERWALL ESNK ARCADE CLASSICSCRASH MIND OVER MUTANT

Bebekleri korumak için bazen büyükler aşı olmalı


Ceyhan, bebekler açısından çok ciddi bir hastalık olan boğmacanın akciğer problemi başta olmak üzere birçok kalıcı sağlık sorununa yol açtığını belirtti. Boğmacanın soğuk algınlığına benzer belirtilerle başladığını, daha sonra boğulurcasına, yoğun ve hızlı öksürük nöbetleri görüldüğünü anlatan Ceyhan, "Bu hastalığa yakalanan bebeklerle küçük çocuklar nöbetler sırasında morarıp kusabilir, hatta boğularak yaşamlarını kaybedebilir. Bu minikler ayrıca beyne giden oksijenin azalmasına bağlı olarak nöbet geçirebilecekleri gibi beyin enfeksiyonuna da yakalanabilirler." diye konuştu.

Skype artık iPhone'da


Skype resmi olarak iPhone ve gelecekteki Blackberry telefonlar için hazırladığı VoIP adını verdiği uygulamasını iki tarzda sundu. Birinci seçenek olan uygulamada Skype kullanıcıları ücretsiz olarak arama ve hızlı mesajlaşma olanağına sahip olacak. Diğer seçenekte ise normal numaralar Skype'ın normal tarifesine göre aranabilecek. Cep telefonlarında kablosuz bağlantı (Wi-Fi) desteğine ihtiyaç duyan uygulamanın sesli özelliklerinden, 2.nesil ve sonrasındaki iPod Touch kullanıcıları da yararlanabilecek.Apple kullanıcıları için özel bir ara yüz tasarlayan Skype'ın yeni yazılımı sayesinde kullanıcılar böylece Skype listelerindeki kişilerle görüşmenin yanı sıra, telefon rehberindeki kişilerle de görüşme şansına sahip olacak. Listedeki kişilere fotoğraf ekleme olanağı da sunan yazılım, İnternet üzerindeki Apple Store'larda satışa çıktı. Skype ayrıca Blackberry sürümünü birkaç değişiklikten sonra Mayıs ayında yayınlayacağını duyurdu.

Google da kapansın isteği!


YouTube’dan sonra da internet arama motoru Google’ın kapatılması için başvuruldu...
Atatürk Düşünce Derneği (ADD) Google arama motorunun kapanması için başvurdu. Önce, dünyanın en büyük görüntü paylaşım sitesi olan YouTube hakkında, ”Atatürk’e hakaret içeren videoları yayınlandığı“ gerekçesiyle savcılığa şikayette bulunuldu. Bu şikayeti hakkı gören Ankara Cumuhriyet Savcılığı, YouTube’a yasak getirdi. YouTube geçen Mayıs ayından beri Türkiye’de yasaklı. Türkiye bu kararla internete sansür uygulayan Çin, Vietnam, İran, Küba, Tunus, Suriye, Kuzey Kore ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin arasına girdi.Google arama motorunda ”Kemalizmin Karın Ağrısı“ şeklindeki kelime ile ulaşılabilen alt sitesinde çeşitli başlıklarda Atatürk’e hakaret içeren bilgilere ulaşıldığı ileri sürülerek, arama motorunun alt sitesinin yöneticilerinin cezalandırılması ve kapatılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. ADD adına avukat Kutlay Alpuğan tarafından verilen dilekçede, sözkonusu kelimenin yazılmasının ardından ortaya çıkan ”http:// sites.google.com/site/kemalizminkarinagrisi/Home “ sitesinin ana başlıklarında Atatürk’ün kişilik hakları da dahil olmak üzere her alanda hakaret edildiği ve küçük düşürüldüğü savunuldu. Yayınlardan sorumlu olanların tespit edilemediği belirtilen dilekçede, ”Ancak sitenin Google tarafından desteklendiği sayfanın son kısmında belirtilmiştir. Bu nedenle ilgililer hakkında gerekli kovuşturmanın yapılarak cezalandırılmaları için dava açılmasını talep ediyoruz“ denildi.

11 Nisan 2009 Cumartesi

savcı Öz ilk kez konuştu


Türk Polis Teşkilatının 164. yıldönümü kutlamaları kapsamında Çırağan Sarayı'nda düzenlenen balo da en büyük ilgiyi Ergenekon Soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz gördü.Baloya eşiyle birlikte gelen Öz, yemeğin ardından davetliler ve gazetecilerle bir süre sohbet etti. Gazetecilerin Ergenekon soruşturması ve kendisiyle ilgili sorularına yanıt veren Öz, sert görüntüsünün olmadığını belirtti.Savcı Öz ile gazeteciler arasında yaşanan diyaloglar şöyle:Gazeteciler: Yılın davası sayın savcım Savcı Öz: Yarın öbür gün bizi kapının önüne koyarlar. Gazeteciler: Şöyle bir imaj oluştu. Çok sert,resmi... Öz: Benim sert olduğuma dair hiçbir ifade olamaz. Hiçbir sanık böyle bir imada bulunamaz. Gazeteciler: Sayın savcım ilk kez bu kadar yakın oluyoruz size. Bu kadar sıcak olduğunuzu bilmiyorduk. Savcı Öz: Delikanlılık uyar bize ama sertlik uymaz bize.Gazeteciler: Ergenekon davasını medyanın bir kısmı farklı bir kısmı daha farklı değerlendiriyor. Size yansıması oluyor mu? Savcı Öz: Ben hiç medyaya bakmıyorum.Gazeteciler: Sayın savcım İzmir'de yetkilendirilmiş savcı vardı. Yetkilerinden arındırıldı. Savcı Öz: Yetkilerinden arınmadı. Sadece duruşma savcısı oldu. Bende buraya ilk geldiğimde duruşma savcısıydım. Yani sırayla oluyor. Mesela Mehmet Ali bey (Mehmet Ali Pekgüzel) şimdi duruşmaya çıkıyor. Yetkinin alınması değil Aynı yetkisi devam ediyor. Savcının yetkileri alınmaz. Gazeteciler: İstifa edeceğini söylediÖz: Benim arkadaşım öyle bir şey olamaz.

suda dehşet


Almanya'nın başkenti Berlin'de hayvanat bahçesinde bir mucize yaşandı. Hayvanat bahçesi görevlileri, üç kutup ayısını beslemek için et parçaları attığı sırada, bir kadın ayakkabılarını çıkararak, vahşi hayvanların bulunduğu gölete düştüTam o anda kutup ayılarından biri kadını kolundan yakalayarak ısırmaya başladı. Diğer iki hayvan da yavaşça kadına yaklaşmaya başladı. 32 yaşındaki kadın can havliyle bağırmaya başladı. Kadının imdadına hayvanat bahçesini ziyaret eden kişiler yetişti. Altı kişi kadını kolundan tutarak göletin içinden çekip kurtardı. Kolundan yara alan kadın daha sonra hastaneye kaldırıldı.

Tecavüz nasıl ortaya çıktı


İşe gitmek için durakta otobüs beklerken, akrabası ve bir arkadaşı tarafından kaçırılıp tecavüze uğradı
Gazetevatan'ın haberine göre SAMSUN'da çalıştığı markete gitmek için durakta otobüs beklerken, akrabası ve bir arkadaşı tarafından `Gideceğin yere bırakalım' denilerek otomobile bindirilip bir köy evinde tecavüz edilen 16 yaşındaki Z.K., hap içip intihara kalkışınca tecavüz olayı ortaya çıktı.Duruşmaya katılan Z.K. firari olan sanıkların ikisinden de şikayetçi olduğunu belirterek, "Hasan kapının önünde beklerken Yüksel bana tecavüz etti" dedi.Olay geçen yıl Samsun'un Gaziosmanpaşa Mahalesi'nde meydana geldi. Ailesiyle birlikte oturan Z.K. çalıştığı markete gitmek için sabah 07.30'da otobüs beklerken, akrabaları olan Yüksel K. (32) ve Hasan K. (28) otomobil ile yanında durdu. Genç kızı `işe bırakalım' diyerek otomobile alan 2 kişi, Tekkeköy İlçesi'nde bir köy evine götürdü. İddiaya göre burada Hasan K. kapıda beklerken 10 aylık evli olan Yüksel K. genç kızı tehdit ederek zorla cinsel ilişkiye girdi. Daha sonrada çalıştığı iş yerine yakın bir yerde bırakarak kaçtı. Yaşadığı olayın etkisinden kurtulamayan Z.K. ailesine bir şey anlatamayınca bunalıma girip hap içerek işyerinde intihara kalkıştı Arkadaşları tarafından hastaneye kaldırılan genç kız, kendine geldikten sonra başına gelen olayları polise anlatarak şikayetçi oldu. Polis Yüksel K. ve Hasan K.'yı ararken, iki sanık hakkında Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tecavüz suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Bugün yapılan ilk duruşmada Z.K. hazır bulundu. Yaşadığı olay nedeniyle psikolojik tedavi gördüğünü söyleyen Z.K. şunları anlattı:"Akrabam olduğu için bazen Yüksel beni arabayla işe götürürdü. Olay günü de beni görünce `seni işe bırakayım' diyerek çağırdı. Ben de sakınca görmedim. Bir süre sonra ters yöne gittiğimizi farkettim ve arabadan atlamak istedim. Ancak bana engel oldular. Beni bir köy evine götürdüler. Zorla eve soktular. Hasan kapıda beklerken Yüksel benimle 2 kez zorla ilişkiye girdi. Daha sonra da `Bunu kaç zamandır planlıyordum. Eğer birine bir şey anlatırsan seni de aileni de öldürürüm' diyerek beni tehdit etti. Korktuğum için bir şey söyleyemedim. Ancak çok bunaldım ve ölmek istedim. İkisinden de şikayetçiyim."Mahkeme genç kızı beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespit edilmesi duruşmayı erteledi.

Türkiye somut adım bekliyor


TÜRKİYE, IRAK'TAN SOMUT ADIM BEKLİYOR
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, PKK terör örgütü sorununun ortadan kaldırılması konusunda Irak merkezi yönetimi ve Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin işbirliği yönünde somut adımlar atmasını beklediklerini belirtti. Atalay, özel uçak GAP ile saat Irak'a gitti. Atalay, hareket öncesi yaptığı açıklamada, Irak, Türkiye ve ABD arasında Kasım ayından beri faaliyette bulunan üçlü mekanizmanın bakanlar düzeyindeki ana komite toplantısına katılmak üzere Bağdat'a gittiğini söyledi. Kasım ayında bakanlar düzeyindeki ilk toplantıyı yaparak çalışma takvimini belirlediklerini ve toplantıda bir alt komite kurulduğunu ifade eden Atalay, toplantıda, alt komitenin çalışmalarının gözden geçirileceğini belirtti. Atalay, son dönemde Türkiye ile Irak arasında her düzeyde yoğun ziyaretler ve temaslar gerçekleştirildiğine işaret ederek, son olarak Cumhurbaşkanı ABDullah Gül'ün, 23-24 Martta Bağdat'a yaptığı ziyaretin ilişkilerde bir dönüm noktası teşkil ettiğini vurguladı. Bu ziyarette kendisinin de bulunduğunu anımsatan Atalay, şunları kaydetti: ''Sayın Cumhurbaşkanımızın, o ziyarette Iraklı yetkililere vurguladığı gibi Irak'ın egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına ve güçlendirilmesine Türkiye olarak biz daima önem verdik ve büyük önem veriyoruz. Türkiye, bu yönde Irak'ın tekrar huzura kavuşması ve bütünlük içinde hayatını sürdürmesi, Irak halkının bu durumdan kurtulması için elinden gelen desteği zaten veriyor ve vermeye devam edecektir. Ancak hem Irak'ın genelinde hem Türkiye'ye dönük bir terör olayı da var. Özellikle PKK terör örgütü sorununun ortadan kaldırılmasının bu açıdan büyük bir önem taşıdığını düşünüyoruz. Bu konuda gerek Irak merkezi yönetiminin gerek Irak'ın kuzeyindeki yerel yönetimin işbirliği yönünde somut adımlar atmasını beklemekteyiz.'' Atalay, üçlü mekanizmaya Irak kuzey yönetimi temsilcilerinin de katıldığına işaret ederek, genel olarak terörle mücadele, özel olarak da PKK terör örgütünün Irak'taki varlığına son verilmesine yönelik adımların Irak'la işbirliği alanlarından birisini oluşturduğunu söyledi. Bu bağlamda üçlü mekanizmanın önemli bir işlev görebileceğini ve bunun verimli çalışması için Türkiye'nin üzerine düşeni yaptığını ifade eden Atalay, ''Mekanizma çerçevesinde sürdürülen başta istihbarat paylaşımı ve diğer çalışmaların yararlı sonuçlar vereceğine inanıyoruz'' dedi.

Danıştaya yeni üye


CUMHURBAŞKANI GÜL, DANIŞTAY ÜYELİĞİNE 2007 SEÇİMLERİNDE AKP MİLETVEKİLİ ADAYI İLYAS ARLI'YI SEÇTİ
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danıştay Üyeliğine, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı İlyas Arlı'yı seçti. SAMSUN/Kavak-1961 doğumlu. İlk, orta ve lise öğrenimini Samsun’da tamamlayan Arlı. 1984 yılında Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümünden mezun oldu.Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünde sırasıyla aşağıdaki görevlerde bulundu. -25/03/1985-01/06/1988 tarihleri arasında Milli Emlak Stj. Kontrolörü, -01/06/1988-16/12/1988 tarihleri arasında Milli Emlak Kontrolörü, -16/12/1993-06/06/1995 tarihleri arasında Daire Başkanı V., -06/06/1995-06/01/1997 tarihleri arasında Daire Başkanı, -06/01/1997-10/04/1997 tarihleri arasında Genel Müdür Yrd. V., -10/04/1997-06/08/1997 tarihleri arasında Genel Müdür Yrd., -06/08/1997-06/01/1998 tarihleri arasında Daire Başkanı, -07/01/1998-28/08/1998 tarihleri arasında Milli Emlak Başkontrolörü, -28/08/1998-24/09/2003 tarihleri arasında Daire Başkanı, -24/09/2003-02/06/2004 tarihleri arasında Genel Müdür Yrd., -02/06/2004-10/08/2004 tarihleri arasında Genel Müdür V., -10/08/2004-08/05/2008 tarihleri arasında Genel Müdür. 09/05/2008 tarihinde ise, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığına atandı. Milli Emlak ile ilgili yayımlanmış kitap ve makaleleri bulunmaktadır. Evli ve 4 çocuk babasıdır.

10 Nisan 2009 Cuma

YouTube'dan ortak video klip sitesi

Video paylaşım sitesi YouTube, müzik yapımcısı Universal Music Group ile video kliplerin yayımlanacağı bir site kurulması konusunda işbirliği yapacak.
Wall Street Journal'daki haberde, Vevo adlı sitenin içeriğini Universal Music Group'un, altyapısını ise YouTube'un sağlayacağı belirtildi. Taraflar arasındaki anlaşmaya göre, Universal reklam gelirinin bir bölümünü YouTube ile paylaşmayı kabul etti. Haberde, sitenin gelecek aylarda faaliyete geçeceği kaydedildi.Dünyanın en çok ziyaret edilen internet sitelerinden YouTube'de en çok izlenen videolar arasında müzik klipleri yer alıyor. Ancak kliplerin YouTube'de yayımlanması telif hakları nedeniyle sık sık yapımcı firmalar ile YouTube arasında sorunlara yol açıyor.Warner Music Group, geçen aralık ayında lisans anlaşmasını yenileme görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandığı için, telif hakkı kendisine ait şarkı ve videoların YouTube'den kaldırılmasına karar vermişti.YouTube'ün ortağı Google ve Universal Music, Vevo'nun bir gün dünyanın en büyük müzik videoları sitesi olacağını düşünüyor. Sitede, Unversal'a ait olan video kliplerin yanı sıra röportajlar ve konser görüntüleri de yer alacak.

Partilerde değişim sancısı


DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de, Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu da, seçim sonuçları nedeniyle istifa edeceğini açıkladı. CHP’de ise kadro değişimi sesleri yükseliyor. "Değişim" konusunda konuşmayan lider ise MHP Genel Başkanı Bahçeli. - AK PARTİKabine değişikliği bile yolda, açıklama Başbakan Erdoğan’dan geldi.Doğrudan yerel seçimlere bağlamasa da, Başbakan’ın seçim sonuçlarının ardından yaptığı ilk açıklamaydı. Üstelik sadece kabinede değil, parti ve meclis yönetiminde de değişiklik gündemde.AK Parti seçim sonuçlarını kendi içinde değerlendirecek, bu değerlendirme sonuncunda da gerekli değişiklik yapılacak. AKP’de değişim düğmesine ne zaman basılacağı belli değil ama Erdoğan’a AK Parti milletvekilerinden destek var.AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Fatma Şahin, "Kan değişimi önemli, hareketlilik getirir, heyecan getirir"derken, Vahit Erdem, "Zamanı mı geç bile kalındı. Batı ülkelerinde kabine ülkelerinde ortalama 4-5 yıldır yapılmalı. Yüzler eskiyor, yıpranıyor" dedi.AK Parti İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür ise kan değişimin gerekli olduğunu ve bunun partiye bağlılık yaratacağını söyledi.Değişimi sadece iktidar partisi konuşmuyor.Ana muhalefetin gündeminde de değişim, hatta yeniden yapılanma var.CHPCHP’de Genel Başkan Deniz Baykal’ın dile getirdiği değişime, partinin İstanbul’da oylarını artıran Kemal Kılıçdaroğlu da destek veriyor. Üstelik "hem örgütte, hem de genel merkezde değişim şart" diyerek.Milletvekilleri de değişime sıcak.CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, "Değişim önemli, ama yakın zamanda tüzük değiştirdik. Zaten büyük bir değişiklik var" derken, Yalova Milletvekili Muharrem İnce "Çok büyük değişikliğe gerek yok ama değişim karşısında duran yok olur" dedi.Ama tıpkı AKP gibi, CHP’de de değişim için kesin bir tarih yok. Değerlendirmeler sürüyor.DSPDeğişim için harekete geçen parti ise DSP.O da kendiliğinden olmadı, hem seçim sonuçları hem de beş milletvekilinin ihraç istemiyle disiplin kuruluna sevkedilmesiyle başlayan tartışma, değişimi getirdi. Genel Başkan Zeki Sezer istifa edeceğini açıkladı. DSP olağanüstü kurultaya gidiyor.MHP"Değişim" konusunda şimdilik konuşmayan lider ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli.Ama MHP de seçim sonuçlarını kendi içinde değerlendiriyor. Değerlendirme sürerken, eski Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, MHP tüzüğüne göre, Bahçeli’nin bu yıl yapılacak kurultayda genel başkan adayı olamayacağını iddia etti.Ve bu da MHP’ye ilişkin değişim tartışmasını başlattı. (CNNTURK)

DSP'de Sarıgül rüzgarı Anadolu'dan esti


Zeki Sezer'in istifasıyla boşalan genel başkanlık koltuğu için adı geçen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül adına, Bolu'da billboardlardan çağrı yapıldı.
DSP'ye geçerek yeniden İstanbul İli Şişli İlçe Belediye Başkanı olan Mustafa Sarıgül'ün, üzerinde parti amblemi olmayan, 'Derde Derman Sarıgül' afişleri Bolu'da billboardlarda yer aldıYerel seçimlerin hemen ardından Bolu’nun her yerinde Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün fotoğrafının bulunduğu, ‘Derde Derman Sarıgül’ yazılı afişler billboardlara asıldı. Üzerinde parti amblemi olmayan billboardlar, herkesin dikkatini çekerken; billboardları kiraya veren reklam şirketi, ilanı veren kişilerin ismini açıklamadı. Bolu’da yaşayan Sarıgül’e yakın kişilerin ilanları verdiği öğrenildi.

MANSUR YAVAŞ ANKARA'YI BIRAKMIYOR


Yaklaşan MHP kurultayı sonrası partisinin verdiği görev doğrultusunda çalışacağını söyleyen Yavaş, "Partim ve Genel Başkanım görev verirse bundan gurur duyarım" dedi. MHP’nin 2004 Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde yüzde 4’lük oy oranını 29 seçimlerinde yüzde 27’ye çıkaran Yavaş, bu oy oranının kendisine büyük bir sorumluluk yüklediğini belirterek şunları söyledi:
"Ankara’nın, Ankaralı’nın teveccühünden dolayı çok mutluyum. Siyaset tarzımı daha geniş kesimlere anlatabilseydim, halkımız beni seçerdi, bundan da eminim. Ankara kirli siyasetten bıktı, ben bunu anlatabildiğim insanlardan oy aldım. Toplumun her kesiminden, her siyasi partiden oy aldım

8 Nisan 2009 Çarşamba

MHP'de yeni liderlik arayışı


Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu yıl yapılacak Büyük Kurultay’da MHP’nin tüzüğüne göre yeniden aday olamayacağını söyleyerek, Bahçeli’nin “partinin önünü açması” için olağanüstü Genel Kurultayı toplamasını istedi.
Bayındırlık ve İskan eski Bakanı Koray Aydın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu yıl yapılacak Büyük Kurultay’da MHP’nin tüzüğüne göre yeniden aday olamayacağını söyleyerek, Bahçeli’nin “partinin önünü açması” için olağanüstü Genel Kurultayı toplamasını istedi.Koray Aydın, Gazeteciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısı düzenleyerek açıklamalarda bulundu. 29 Mart yerel seçimlerinin yanı sıra 2007 seçimlerinde MHP’nin önemli fırsatları kaçırdığını söyleyen Aydın, siyasal kutuplaşmalar nedeniyle sadece 3 partinin yarıştığı her iki seçimde de MHP’nin üçüncü olduğunu ve başarılı sayılamayacağını ifade etti.Aydın, liderlik vasfının MHP için önem taşıdığını belirterek Bahçeli döneminde MHP'nin lider ağırlıklı bir partiden giderek teşkilat ağırlıklı ve katılımcılıktan uzak bir partiye doğru yöneldiğini savundu-“BAHÇELİ'NİN YENİDEN ADAY OLMASININ ÖNÜ KAPALI”-MHP’nin tüzüğünde liderlik sultası iddiası olmayan, iki partiden biri olduğunu anlatan Aydın, eski Genel Başkan Alparslan Türkeş'in 9 Ekim 1994 tarihinde yapılan kongrede tüzüğün 43. maddesini değiştirerek, “Aynı kişi ara vermeksizin beş defadan fazla seçilemez” hükmünü getirdiğini kaydetti. Aydın, “Tüzüğümüzdeki bu değişikliğin, 1994 yılında benim de MYK’ya seçildiğim Büyük Kurultay’da yapıldığını çok iyi hatırlamakla birlikte, Alparslan Türkeş döneminde MHP'nin Genel Sekreterliğini yapmış, eski bir yönetici olarak elimdeki bu eski tüzüğü arşivimde halen saklamaktayım. Bu bilgiler ışığında, 6 Temmuz 1997 tarihinde ilk defa Genel Başkan seçilen Sayın Devlet Bahçeli, 23 Kasım 1997 tarihinde ikinci defa seçilmiştir. 5 Kasım 2000 tarihinde üçüncü defa, 12 Ekim 2003 tarihinde dördüncü defa seçilmiş, 19 Kasım 2006 tarihinde yapılan 8 Olağan Büyük Kurultay’da beşinci defa ve son kez seçilmiştir. Yani, Genel Başkanımızın bu yıl içinde yapılacak kurultayda aday olmasının önü kapalıdır” açıklamasında bulundu.-“OLAĞANÜSTÜ GENEL KURULTAYI TOPLAYIN”-Bahçeli’nin söz konusu maddeyi hiçbir kurultayda değiştirmeyerek Türkeş’in ilkeli duruşuna sahip çıktığını söyleyen Aydın, Bahçeli’ye de şükranlarını sundu. Aydın, Genel Başkan Bahçeli’nin yetkilerini kullanarak olağanüstü kurultayı toplantıya çağırmasını isteyerek, “Olağanüstü kurultayda tüzüğün seçimli olağanüstü kurultayda tüzüğün ‘seçimli olağanüstü kurultay yapılamaz’ maddesini değiştirerek, yeni seçilecek MHP Genel Başkanı’nın önünü açınız. Dolayısıyla MHP'nin önünü açınız. Olağan kongreye kadar geçecek süre içinde yeni Genel Başkana teşkilatları düzenleme ve partiyi yeniden yapılandırma fırsatı verilmelidir” dedi.-“MHP’NİN OLAĞAN GENEL KURULTAYI BEKLEYECEK LÜKSÜ YOK”-MHP’nin olağan kurultayı bekleyecek “lüksü” olmadığını savunan Aydın, MHP’nin “zaten” yapılacak lider değişimini bir an önce hayata geçirmesi ve iktidara yürümesi gerektiğini söyledi. Aydın, “MHP, bu değişimi süratle gerçekleştirmediği takdirde bilimsel araştırmalarda ortaya çıkan ve seçim sonuçlarıyla da apaçık görülen özellikle merkez sağda meydana gelen boşluk hızla doldurulacaktır. Bu boşluk, yeni oluşum arayışlarını sürekli gündemde tutmaktadır. Siyasetin boşluk kabul etmeyeceği açıktır” diye konuştu.-“ADAYLIĞI İLERİKİ ZAMANLARDA DEĞERLENDİRECEĞİM”-Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Aydın, bir gazetecinin; aday olup olmayacağı yönündeki sorusuna, “Benim adaylığım söz konusu değil. Ama ileriki zamanlarda değerlendirilecektir” yanıtını verdi. Aydın, MHP’nin bir an önce değişime ihtiyacı olduğunu belirterek MHP’nin “patinaj yapan parti” imajından kurtulması için olağanüstü kurultaya gitmesi gerektiğini savundu.

ADANA'DA SULAR DURULMUYOR


Adana'da AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı, Seçimlerin İptal Edilmesi İçin Yüksek Seçim Kurulu'na Ek Müracaatta Bulundu.
CHP Adana İl Başkanı Serdar Seyhan, adliyedeki kamera kayıtlarını içeren ek delille birlikte YSK'ya müracaat ettiklerini söyledi.
Seyhan, müracaat dilekçesinde CD'nin izlenilmesi talebini ilettiklerini aktardı. YSK'ya sunulan görüntünün Adana'da seçimlerin iptaline neden olacağını savunan Seyhan, "Seçim günü oy torbalarına fiziki müdahale var. Tutanaklar çıkarılıyor. Yerine yenileri ekleniyor. Bunların hepsi kayıt altında. Biz seçimlerin iptali için başvurduk. Yeniden şaibesiz kontrol ve denetim altında bir seçim yapılırsa Adanalılar, mutlu olacaktır. Adana'daki seçimler şaibelidir. Bunlar belgeyle kanıtlanmıştır." ifadelerini kullandı.
AK Parti Adana İl Başkanı Mehmet Sağlam ise adliyedeki görüntülerin ve savcılık tutanaklarının CD halinde YSK'ya ulaştırdıklarını aktardı.
Sağlam, "Kamera kayıtlarına yansıyan görüntülere göre organize bir müdahaleyle seçimlere hile karıştırıldığını tespit ettik. Çok net müdahaleler görülüyor. Kısa süre içerisinde bu işlerin faillerinin yakalanıp bunların arkasındaki güçler de ortaya çıkarılacak. Bu görüntüler seçimlerin iptaline sebep olacaktır." dedi.

DSP GENEL BAŞKANI SEZER: ÖRGÜTE SAYGIMDAN DOLAYI İSTİFAMI GECİKTİRDİM

Sezer, seçim sonucunun kendisini bu noktaya taşıdığına işaret ederek, "DSP önümüzdeki süreçte hak ettiği yeri alacak. DSP'nin hak ettiği milletin hak ettiğidir." diye konuştu.
Ömrünün sonuna kadar demokratik solcu olarak kalacağından kimsenin şüphesinin olmamasını isteyen Sezer, DSP'nin Türkiye'nin gururu olduğunu kaydetti. Bugün siyaset kurumunda bir tıkanma yaşandığını, önde gelen, önde gösterilen partilerin bu çıkışı sağlayamadığını, bu yüzden de DSP'ye her zamankiden daha fazla ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yerel seçimler öncesinde basının seçimi iki turlu gibi gerçekleşmesini sağladığını iddia eden Sezer, "Basınımız ilk tur elemeyi yaptı. O ikinin arasından da milletin seçmesi istendi. Zaten aday gösterilenler demokratik kurallarla aday gösterilmemişlerdi. Vatandaşın seçime hiç bir etkisi olmadı." dedi.
Sezer, kendisinin partinin kuruluş tarihi olan 23 Kasım'da partide ciddi bir açılım yapmayı planladığını kaydetti. Sezer, kendisinin istifa kararından dönmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
RAHŞAN ECEVİT'E SERT YANIT
Rahşan Ecevit'in "partinin adını geri verin" şeklindeki açıklamasını da hatırlatılarak, "Partinin ismini verecek misiniz"yönündeki soruya ise Sezer, "DSP'nin adını kimse DSP'den alamaz. Ecevitçiliği gönlümüzden de DSP'den kimse söküp atamaz. Ecevitçilik lafla falan olmaz. DSP'yi yüreğimize, Ecevit'i yüreğimize kazıdık." cevabını verdi. Sezer'in basın açıklamasına DSP'li 8 milletvekili katıldı.

OBAMA'NIN TÜRKİYE ŞİFRELERİ


Obama, bekleneceği gibi Anıtkabir ziyareti, başbakan, cumhurbaşkanı ve parti liderleri ile ikili görüşmeler gibi siyasi ağırlıklı gündeminin yanında pek olağan olmayan üniversite öğrencileri ile de bir yuvarlak masa toplantısında bir araya geldi.
99 ÖĞRENCİ NASLI SEÇİLDİ
Tarihi Tophane-i Amire binasında yapılan toplantıya Türkiye'nin farklı şehirlerinden aralarında Gaziantep Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Bilgi Üniversitesi gibi kurumlarından seçilen 99 öğrenci katıldı.
Öğrencilerin "seçilmiş" olma hikayeleri ise birbirinden farklı. Bir kısmı Türk-Amerikan ortak derneklerinin daveti üzerine, bir kısmı daha önce Amerikan hükümeti destekli bir programda yer aldığı için, bir kısmı da okulundaki öğrenci kulüpler tarafından seçildiği için toplantıdaydı.
Ayrıca toplantıya katılan öğrencilerin seçilmesi, Türkiye'deki Amerikan hükümetinin resmi temsilciliklerinin de dahil olduğu bir sürecin sonu olduğu izlenimi veriyor. Bunun bir sebebi güvenlik gerekçeleri olabileceği gibi öğrencilerde Türk-Amerikan ilişkilerine aşina olma özelliği de aranmış gibiydi.
Farklı şehirlerden ve farklı üniversitelerden gelmiş olsalar da öğrencilerin ortak özellikleri de vardı. Her fırsatta Türkiye'nin Avrupalı kimliğine ısrarla vurgu yapan ABD Başkanı'na ülkenin modern yüzü gösterilmek istenircesine başı açık ve bir kısmı mini etekli kız öğrenciler ile traşlı ve takım elbiseli erkek öğrenciler davet edilmişlerdi.
Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu Obama'nın konuşmasını simültane tercümeye ihtiyaç duymadan anlayabilecek kadar iyi İngilizce'ye sahiptiler. Zaten Obama'ya sorulan altı sorunun dördünün İngilizce sorulması da bunun bir göstergesi.
SORULAR VE CEVAPLAR
Toplantıya girerken ön sırada oturan öğrencilerin elini sıkan Obama, toplantı bitiminde ise neredeyse bütün katılımcılarla selamlaşarak, bazılarıyla birkaç saniye de olsa sohbet etti.
Öğrencilerle yapılan toplantının bir diğer önemli özelliği de Obama'ya soru sorulabilecek olmasıydı. Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı ABDullah Gül ile yaptığı ortak basın toplantısı dışında tek taraflı olarak mesajlarını veren Obama, ilk kez sorularla karşılaştı.
Basın toplantısında Gül ve Obama, yabancı ve yerli heyetten birer soru kabul ettiler. Yabancı gazeteci, iki lidere 1915 olaylarıyla görüşlerini sorarken, Türk gazeteci ise PKK ile mücadele konusunda bir soru yöneltti.
Öğrencilerle yapılan yuvarlak masa toplantısında ise ABD Başkanı'na daha geniş bir çerçevede sorular soruldu. Öğrenciler Obama'ya iklim değişikliğinden, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine, Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti kurulmasını isteyip istemediğinden Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Davos tepkisine kadar birçok konuda merak ettiklerini gündeme getirdiler.
Katılımcılar, Obama'dan etkilendiklerini gizlemediler. Gazetecilerle toplantı sonrası yaptıkları sohbette bir kısmı Obama'nın farklı bir başkan profili çizse de ne kadar farklı olduğunu zamanın göstereceği konusunda hem fikirdiler. Birleştikleri bir başka noktada iki ülke ilişkilerinin ilk sınavını 24 Nisan'da verecek olmasıydı.
Ancak yine de öğrenciler, Obama'nın bir gün önce Ankara'da verdiği yanıtı tatmin edici bulunmuş olsalar gerek ki hiçbirisi, 1915 olaylarıyla ilgili başka bir soru gündeme getirmedi.
Soru sorma şansı bulamayan bazı öğrenciler ise soruların önceden hazırlanıp belli kişilere verildiği ve bu kişilere söz hakkı tanıdığını iddia ettiler.
KALABALIK GAZETECİ ORDUSU
Toplantının dikkat çeken bir başka özelliği de kalabalık bir gazeteci ordusu tarafından izlenmiş olmasıydı. Ayrı bir bölümde tutulan gazetecilere, Obama'ya soru sorma hakkını tanınmadı.
Yine katılımcı öğrenciler gibi gazeteci profili de oldukça gençti. Her basın kuruluşundan 35 yaş altı bir gazetecinin görevlendirilmesi istendiği için profil oldukça genç kalırken, gazeteciler arasında da Obama'yı gördüğü için en az öğrenciler kadar heyecanlı olanlar vardı.
Türk gazetecilerin yanısıra bir haftadır Obama'yla birlikte gezen yabancı gazeteciler de toplantı sırasında hazır bulundular. Yabancı yayın organları Obama’nın özellikle İslam dünyası ve Ortadoğu konudaki mesajlarını dikkatle izlerken, Türk basınının odağında ise yeni başkanın gençlere verdiği mesajlar yatıyordu.

6 Nisan 2009 Pazartesi

Sözümüzü Yedik

Dün hepimiz partili, partisiz, AKP'li CHP'li MHP'li hepimiz Başbakanın NATO Genel Sekreterliği konusunda Danimarka Başbakanı Rasmussen'e itiraz edişine helal olsunarkandayız dedik. Hatta bazı haber siteleride, zaferi kutlamaya hazır olun gibilerinden haberler yaptı.Şimdi Başbakanın ordaki tutumu, karşı çıkması, baştan sona kadar destekledim, ve desteklendi.Öyle ya Rasmussen, PKK terör örgütünün yayın organı olan ROJ TV için hiçbir yasal işlem yapmamış, 2005 yılında'da tüm islam aleminiayağa kaldıran Hazreti Muhammed karikatürleri içinde benim ülkemde ifade, düşünce özgürlüğü var demiş. Dine hakaret etmeyi ifade özgürlüğüne bağlamıştı.Bu nedenlerden dolayı Başbakanın Rasmussen'in Nato Genel Sekreterliği adaylığına karşıyız demesiTüm Türkiye'de heycan yarattı. Hepimiz "helal olsun" dedik yakalamışız, elimize düşmüşler40 yılda bir gideceği yere kadar gitmek gerekti.Şimdi sevgili okurlarım, neden kabul ettik diye bir kac madde sıralamışlar yok efendim Nato Genel sekreter yardımcılarından, biri'nin türk olması, ve Nato Başkomutanlığında'da bir Türk Generale görev verilmesini koparmışız.Breh, Breh, Breh, bunu başarı olarak sayanlar varsa kendi iç dünyalarında mutluklar dilerim başarılarınızla ne kadar övünseniz azdır.Madem Kabul edeceksiniz şu nedenlerden dolayı, karşıyız diyorsunuz. (ki o nedenlerin hepsi doğru ve gerçek) Madem dediniz, zaten en doğrusuda oydu sonuna kadar gitmeniz gerekirdi.Şimdi tamam ama ödünleride aldık diyorlar, Amerika yada Avrupa defalarca ülkemize söz verdiler hangi birini tuttular, yıllardan beri AB'ye de alacaklar söz vermişlerdi...Şimdi Başbakan diyecekki ben ödünleri aldım tavrımı, koydum ama sözlerini tutmadılar.Böyle bir konuda eğer büyük ülkeyim diyorsan Nato genel sekreter yardımcılığıymış, Başlomutanlıkda bir Türk Genarelin Görev almasıymış gibi konularda ağırlığını koyar lobini, kulis faliyetlerini yürütür alırsın.Bunlarıda haklı olduğun bir davaya karşı vermezsin.Sözümüzü yedik, zira gerçekte amacımız zaten seçilmesini engellemek değil, gelecek tepkileri engellemek için itiraz eder görünmekti.Velhasıl Türkiye haklı olduğu bir konuda, gelen Amerika, ve Avrupa birliğinin baskısıyla, ağzına çalınan bir parmak bala tav olupsözünü yemiş oldu..Eğer başbakan red oyunu sürdürüp itirazını devam ettirebilseydi ve kesin kez karşı cıksaydıişte o zaman bu ülkede efsane olurdu.

Günün Sözü"Akıllı adam aklını kullanır.Daha akıllı adam başkalarınında aklını kullanır"Bernard Shaw



Levent Bulut

Obama ve Erdoğan'dan ortak mesaj


Barrack Hussein Obama, Başbakanlıkta Recep Tayyip Erdoğan'ı ziyareti sonrasında ortak açıklamalar yaptı. Başbakan ve Obama açıklamalarında şunları dedi...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama arasındaki görüşme sona erdi.Başbakanlık Merkez Bina'daki görüşme yaklaşık 1 saat sürdü.İki lider ortak bir açıklama yaptılar.Başbakan Recep Tayyip ErdoğanYarın İstanbul'da gerçekleşecek gezi ile dolu dolu bir programı tamamlıyoruz... Aramızda stratejik ortaklığımızın içeriğini değerlendirdik. Bölgesel konuları depğerlendirdik. Afganistani Irak gibi... Bunun dışında enerji konularını da görüştük. NATO'daki son gelişmeleri de değelendirme imkanı bulduk... Ben kendilerinin ülkmeize gösterdikleri ilgi sevbebiyle teşekkür ediyorumBarrack Hussein ObamaÖncelikle bütün Türk hükümetine olağanüstü jkonukseverliği için teşekkür ediyorum... Sayın Başbakanı G 20'de tanıma fırsatı buldum ve tavrından etkilendim... Konuşmamda sürekli söylediğim gibi Türkiye stratejik ortak sadece terörde değil... Her iki ülkenin bölgenin ve tüm dünyanın refahını geliştirecek ilişkiler kuracağımızı düşünüyorum

Ermeni iddialarında görüşüm belli ama


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ABD Başkanı Obama, Çankaya Köşkü'nde ortak basın açıklaması yaptı.
Ermeni soykırımı iddiaları konusunda görüşlerinin değişmediğini belirten Obama, ''Benim yapmak istediğim kendi görüşlerime odaklanmak değil, Türkiye’nin görüşlerine odaklanmaktır. İki taraf da yapıcı olmalı'' dedi.Cumhurbaşkanı Gül: - Aslında görüşmelerimiz Strazburg’da başladı dersem yalan olmaz. Orada başlayan görüşmelerimize devam ettik.- Hemen sözümün başında şunu sizinle paylaşmak istiyorum. İtalya’daki depremde hayatını kaybedenlere baş sağlığı diliyoruz.- Obama’nın ziyaretinden Türk halkı onur duymuştur.- İlişkilerimiz askeri siyasi temelde gözüküyorsa da ilişkilerimizin ekonomik boyutunu daha ileri taşımayı destekleyeceğiz.- Türk-Amerikan meselesine baktığımızda, ABD süper güç olarak dünyanın sorunlarıyla ilgilenmek zorunda. Türkiye’de bir çok konuyla ilgileniyor. Bu konuları iki ayrı kağıda koyduğumuzda bunların benzerlik gösterdiğini görüyoruz.- Tabiî ki terörle mücadele her iki ülkenin de en önemli konularından biridir. Bir çok coğrafyada Afganistan’dan Kafkaslar’dan Balkanlar’a kadar el birliği yapacağız.Obama:- Türk halkına da gösterdikleri misafirperverlik için teşekkür ediyorum. İtalya’daki ailelere başsağlığı diliyoruz. - Bir haftadır Avrupa’da seyahat etmekteyim. Türkiye’nin önemini vurgulamak istiyorum. Bunun için buradayım- Türkiye sıklıkla batı ve doğu arasında köprü görevi gören bir ülke olarak adlandırılır. Türkiye sıra dışı zenginliğe sahip bir ülkedir.- Eski medeniyetlerle yeni ulus devletlerin birlikte barındığı, demokrasiye önem veren canlı ekonomiye sahip bir ülkedir. - Sayın Cumhurbaşkanı Gül’ün liderliği beni son derece etkiledi. - Türkiye’nin Afganistan’da yaptığı çabaları ele aldık, aynı zamanda stratejik olarak belli noktalara değindik. - Irak’taki gelişmeleri nasıl devam ettirebiliriz, ABD Irak’tan çekilirken neler yapabilir bunları da konuştuk.- Aynı zamanda nükleer konusunda dünyada yaşanan sorunlara yönelik çözümler de konuşuldu.- Tabiî ki ticarette konuştuk. Ekonomik anlamda yapılacak şeyler de var. Ülkelerimiz arasındaki ticaret ele alındı.- İletişim konuları iki ülke arasında giderek iyileşecek. - Ele aldığımız konular arasında terörizm de vardı ve ben bu kapsamda Türkiye’ye verdiğimiz desteği sürdürebileceğimizi söyledim.- İkili ilişkilerimizi geliştirerek değil birlikte çalışarak pek çok stratejiyi geliştirebileceğimizi gördük. SORULAR:- ABD Devletleri senatörü olarak Türkiye’nin Ermeni soykırımıyla ilgili kararın çıkarılması aşamasında görüşlerinizin değişip değişmediğini ve bununla ilgili sayın Gül’e herhangi bir şey söylediniz mi?ABD Başkanı Obama: Benim bu görüşlerim kayıtlar altında zaten. Görüşlerimi değiştirmiş değilim. Beni en çok cesaretlendiren şey Gül’ün liderliği altında Ermenistan ve Türkiye arasında müzakereler devam etmektedir. Bir çok konu ele alınmaktadır ve bu müzakereleri bende ilerlemekte olan müzakereleri incelemekteyim. Bunlar meyvelerini verebilirler. Benim yapmak istediğim kendi görüşlerime odaklanmak değil, Türkiye’nin görüşlerine odaklanmaktır. Geçmişte zor ve trajik olaylar yaşandı ve tüm dünya bunu çözüme kavuşturmaya çalışırken yapıcı bir tutum sergilenmelidir. - Görüşünüz değişmedi, bu sözcüğü kullanacak mısınız?Obama: Benim burada yapmak istediğim, şimdiye kadar başarılı olan müzakerelerine yardımcı olmaktır. Cumhurbaşkanı Gül: B konu çok tartışılan bir konu. Bu tarihi bir olaydır. 1915 yılında yaşanmış, o günkü şartlarda dört cephede Osmanlı İmparatorluğu çarpışırken, iç çatışmalar olmuş ve pek çok kişi hayatını kaybetmiş. Türkler, Müslüman nüfus çok büyük bir kayba uğramıştır. Balkanlar’dan Kafkaslar’daki Türkler yerlerinden edilmiş ve çok büyük bir kısmı hayatını kaybetmiştir. Ancak Türkiye Cumhuriyet yeni nesilleri etkilememek için bunu olay yapmamıştır. Ancak özellikle Ermeni diasporası tarafından dile getirilmiştir. Önerimiz 'tarihçiler otursunlar bunu çözsünler' olmuştur. Buna siyasetçiler karar veremez ki. Biz arşivlerimizi sonuna kadar açtık ve Ermenilerde dahil olmak üzere herkesi çağırdık. Türkiye olarak biz bölgemizde herkesle iyi ilişkilerde olmayı arzu ediyoruz. Ermenistan ile ilişkimiz çok yoktu. 70 binin üzerinde ermeni vatandaşı Türkiye’de çalışıyorsa, uçak seferleri kültürel ilişkiler varsa bile diğerleri yoktu. Görüşmeler başladı, bunların en iyi şekilde neticelenmesini arzu ediyoruz. Şüphesiz Kafkaslarda sıcak olaylar var. Bu süre içerisinde hep beraber Kafkaslardaki bütün problemleri çözelim. Azerbaycan ve Ermenistan konusunu çözelim ve büyük bir işbirliği alanı ortaya çıksın.'PKK BİZİM DE TERÖR LİSTEMİZDE'- Her iki lidere sormak istiyorum. Sayın Obama, Bush döneminde zaman zaman sıkıntılar yaşandı. Sizin başkanlığınızın ilk üçüncü ayındayız, Türk Amerikan ilişkilerine bakışınız ne gibi değişikler var? PKK ile ilgili ne gibi somut adımlar göreceğiz?Obama: Giderek artan bir ilişki oldu Türk Amerikan ilişkilerinde. Benim yapmak istediğim zaten iyi bir zemin olan bu zeminin üzerine ilerletmektir. Ticari ilişkiler iyileştirilebilir. Aynı zamanda terör konusunda işbirliğimiz söz konusu olduğunda, PKK’nın da bizim terör listesinde olduğu çok açık. İşbirliğimizin meyvelerini verdiğini gördük. Saldırı sayılarının azaldığını gördük. Gül ve ben daha ek bir desteğin nasıl sağlanabileceğini tartıştık. Ancak terörizmin kabul edilemeyeceği konusunda hemfikiriz. Daha güçlü ABD-Türkiye ilişkilerinin kurulması, Türkiye ve ABD’nin bir model ortaklık oluşturmasıyla mümkün olabilir. Söz konusu modelde, baskın olarak Hıristiyan olan bir ulusla, çoğunluğu Müslüman olan bir ulus bir araya gelecek ve Türkiye-ABD ile birlikte modern bir camia oluşturabilecek. Bu güvenli saygın refah içerisinde görülür ama engellenebilir kültürler arası gerilimin olmadığı bir model olacak. ABD’nin en güçlü yanlarından bir tanesi, biz kendimizi Hıristiyan ve Yahudi bir ulus olarak görmüyoruz. Vatandaşların oluşturduğu bir ulus olarak görüyoruz.

5 Nisan 2009 Pazar

İngiltereyi karıştıran karikatür


İngiltere'de hükümet tarafından desteklenen bir Hristiyan vakfının çıkardığı dergide, başörtüsü takan bir Müslüman kız çocuğu terörist diye göstermesi tepkilere yol açtı.
Bazı milletvekilleri 8-12 yaş grubuna hitap eden derginin çocuklara İslamofobi aşıladığını belirtti. Bazı Hıristiyan kuruluşları da çocuklara yanlış mesajlar verildiğini belirterek tepkilerini gösterdi. Dini bir vakıf tarafından yayınlanan dergide yer alan bir karikatürde boynunda haç bulunan bir çocuk, yanındaki arkadaşına başörtülü Müslüman kızı parmağıyla göstererek, 'o bir terörist' diyor. Çocuk daha sonra Müslüman kıza bağırarak, "Hey, ismini bilmiyorum ama, söyle bakim başörtüsünün altında ne saklıyorsun" diye tepki gösteriyor. Müslüman kız ise tepkisini şöyle gösteriyor: "Senin taktığın haç neyi temsil ediyorsa, benim başörtüm de aynı şeyi temsil ediyor" diye karşılık veriyor. Klic adlı dergiyi çıkan vakfın 2007 ve 2008 yıllarında hükümetten 100 bin sterlin destek aldığı, 2009'a ise şu ana kadar 80 bin sterlin yardım aldığı ortaya çıktı.

Dikkat kredi kartları çarpabilir


Bahar geldi alışveriş mevsimi başladı. Uzmanlar, bahar aylarının, tüketicileri daha fazla harcama eğilimine sokabileceğini belirterek, özellikle kredi kartı borçlularını, harcamalarda ölçülü olmaları konusunda uyarıyor.
Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Serdar Altınok, dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin Türkiye'de de hissedildiği, bunun etkilerinin artan işsizlik rakamları ve piyasadaki aşırı daralmadan net bir şekilde görüldüğünü söyledi.Ekonomide yaşanan olumsuzluklara, ay başında açıklanan Mart ayı tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) yüzde 1,10 oranında çıkmasının da eklendiğini dile getiren Altınok, TÜFE'nin yüksek çıkmasında en büyük etkinin bahar aylarıyla birlikte tüketimde yaşanan artış olduğunu vurguladı.Bahar aylarıyla birlikte giyim başta olmak üzere çeşitli ürün gruplarında değişim yaşandığını, vitrinlerin değiştiğini, çeşitli gıda ve meyve-sebze çeşitlerinin arttığını ifade eden Altınok, bu değişimlerin tüketimi artırıcı etki yaptığını anlattı.Tüketimdeki artışın enflasyonist baskıyı da beraberinde getirdiğini, bunun sonucunda da enflasyon rakamlarının arttığına dikkati çeken Prof. Dr. Altınok, şunları kaydetti:“Zaten her yıl bahar aylarında tüketiciler, daha fazla harcama eğilimine girerler. Burada baharın getirdiği enerjinin, harcamalara psikolojik etkisi ön plana çıkıyor. Kış ayları boyunca evinde kapalı kalan vatandaş, baharda dışarı çıkıp alışveriş yapmaya daha elverişli hale geliyor. Zaten ülkemizde kredi kartı harcamaları, çoktan ekonomi üzerinde risk oluşturabilecek noktalara ulaşmıştı. Bahar aylarında psikolojik olarak harcama eğilimi içine giren vatandaş, gözü kara bir şekilde harcama yaparsa, sonrasında daha büyük sorunlar yaşayabilir. Bunun ilk olumsuz sonucu ise kredi kartı borçlarının daha da artması şeklinde karşımıza çıkar.”GELİR GARANTİSİ OLMAYANLAR DAHA FAZLA DİKKAT ETMELİProf. Dr. Altınok, bunun için bahar aylarında hesapsız harcamalara dikkat edilmesi, özellikle kredi kartı borçluları veya gelir garantisi olmayan, işini kaybetme riski bulunan kişilerin harcamalarını azaltmaya yoluna gitmesinde büyük yarar olacağını dile getirdi.Önümüzdeki dönemde firmaların üretimlerini ve karlarını artırmak için bahar kampanyalarına daha fazla ağırlık verebileceğine dikkati çeken Altınok, “Bu kampanyalardan yararlanmayı düşünen kişilerin de hesapları iyi yapmaları gerekiyor. Fiyatların cazibesine kapılarak yapılacak hesapsız harcamalar sadece borçlu kişileri zor durumda bırakmakla da kalmaz, orta ve uzun vadede ülke ekonomisine ciddi de zararlar verebilir” diye konuştu.Prof. Dr. Altınok, ekonomide kimsenin henüz önünü göremediğini, kredi kartı borçlarının döndürülemez hale gelmesi durumunda sosyal barışın da bozulabileceğini, bu nedenle harcamalara azami dikkat edilmesinin şart olduğunu sözlerine ekledi.

Kuvvetli yağış geliyor


Yurdun çeşitli bölgelerine kuvvetli yağış geliyor. Hava sıcaklığı ise yağış alan yerlerde 2 ile 4 derece azalacak, kuzey, iç ve doğu bölgelerimizde 2 ile 4 derece artacak...
Yurdun çeşitli bölgelerine kuvvetli yağış geliyor. Hava sıcaklığı ise yağış alan yerlerde 2 ile 4 derece azalacak, kuzey, iç ve doğu bölgelerimizde 2 ile 4 derece artacak.Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre, sabah saatlerde Hakkari ve Şırnak, öğleden sonra ve akşam saatlerinde Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu'nun güney ve batısı (Konya, Karaman, Niğde, Aksaray ve Eskişehir) ile gece saatlerinde Marmara'nın güneyi (Balıkesir, Bursa, Çanakkale, Bilecik), Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale ve Ankara çevrelerinde aralıklarla yağış bekleniyor. Genellikle sağanak, Ege ve Batı Akdeniz'de gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların, öğleden sonra ve akşam saatlerinde Güney ve Kıyı Ege (Muğla, Ayın, İzmir, Manisa, Denizli, Afyon ve Uşak) ile Batı Akdeniz'de (Antalya'nın iç ve batı kesimleri, Isparta ve Burdur) kuvvetli olması bekleniyor.Hava sıcaklığı ise yağış alan yerlerde 2 ile 4 derece azalacak, kuzey, iç ve doğu bölgelerimizde 2 ile 4 derece artacak.Rüzgar, genellikle kuzey ve kuzeybatı, Marmara'da kuzey ve kuzeydoğu, güneybatı kesimlerde güney ve güneydoğu yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara ile yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetlice esecek. SEL VE YILDIRIM DÜŞMELERİNE DİKKATMeteoroloji, genellikle sağanak, Ege ve Batı Akdeniz'de gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların, öğleden sonra ve akşam saatlerinde Güney ve Kıyı Ege (Muğla, Aydın, İzmir, Manisa, Denizli, Afyon ve Uşak) ile Batı Akdeniz'de (Antalya'nın iç ve batı kesimleri, Isparta ve Burdur) kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek sel, su baskını, yıldırım düşmesi ile Doğu Anadolu'nun doğusu (Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Muş, Bitlis, Van ve Hakkari) ile Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinin (Gümüşhane, Bayburt ve Artvin) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesi ve kar erimelerine karşı uyarıda bulundu. BÖLGELERDE HAVAMarmara: Az bulutlu ve açık, zamanla parçalı, güney ve doğu kesimleri çok bulutlu, akşam saatlerinden sonra Balıkesir, Çanakkale, Bursa ve Bilecik çevreleri aralıklı sağanak yağışlı geçecek. geçecek. Sabah saatlerinde Kocaeli çevrelerinde sis görülecek. Rüzgar; bölge genelinde kuzey ve kuzeydoğu (Poyraz) yönlerden kuvvetli olarak esecek. Ege: Parçalı ve çok bulutlu, güney kesimleri (İzmir, Aydın, Muğla) ile zamanla Manisa, Denizli, Afyon, Uşak ve Kütahya çevreleri aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların öğleden sonra ve akşam saatlerinde Muğla, Aydın, İzmir, Manisa, Denizli, Uşak ve Afyon çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Akdeniz: Batısı ile zamanla bölge geneli parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden itibaren Batı Akdeniz bölümü ile Mersin'in iç kesimleri aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; öğleden sonra ve akşam saatlerinde Antalya (Elmalı, Korkuteli, İbradı, Akseki ve Alanya), Isparta ve Burdur çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor.Sabah saatlerinde Adana çevrelerinde sis görülecek.İç Anadolu: Az bulutlu ve açık, güneyi ile zamanla batı kesimleri parçalı çok bulutlu, öğleden sonra ve akşam saatlerinde Konya, Karaman, Niğde, Aksaray ve Eskişehir, gece saatlerinde Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale ve Ankara çevreleri aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı geçecek.Batı Karadeniz: Az bulutlu ve açık, öğle saatlerinden sonra parçalı, akşam ve gece saatlerinde iç kesimleri çok bulutlu geçecek. Sabah saatlerinde Zonguldak ve Bartın çevrelerinde sis görülecek.Orta ve Doğu Karadeniz: Parçalı ve az bulutlu, Doğu Karadeniz kıyıları çok bulutlu geçecek. Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinin (Gümüşhane, Bayburt ve Artvin) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesi ve kar erimelerine karşı tedbirli olunması gerekiyor. Doğu Anadolu: Güneydoğusu parçalı ve çok bulutlu, sabah ilk saatlerde Hakkari ve Şırnak çevreleri kısa süreli yağmurlu, kuzey ve batısı parçalı ve az bulutlu geçecek. Bölgenin doğu kesimlerinin (Erzurum, Kars, Ardahan, Ağrı, Muş, Bitlis, Van ve Hakkari) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesi ve kar erimelerine karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir.Güneydoğu Anadolu: Doğusu parçalı ve çok bulutlu, batısı parçalı ve az bulutlu geçecek. Sabah saatlerinde Diyarbakır ve Batman çevrelerinde sis görülecek.

ABD konsolosluğuna saldırı tehdidi


ABD'nin Nijerya'daki diplomatik misyonu, Lagos kentindeki konsolosluğuna yönelik saldırı planları olabileceğine ilişkin bilgi aldığını bildirdi.
Amerikan vatandaşlarına uyarı gönderen yetkililer, Nijerya polisinin konsolosluk çevresinde önlemlerini artırdığını ve civardaki trafiğin yakından izlendiğini belirttiler. Yetkililer, Amerikan vatandaşlarından kuşkulu faaliyetleri bildirmelerini istediler. ABD'nin Abuja Büyükelçiliği ile Lagos Konsolosluğundan yapılan uyarılarda, konuyla ilgili başka ayrıntı verilmedi.

Ekonomik kriz eczacıları da vurdu


Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, devletten alacaklarını zamanında tahsil edemeyen eczacıların ilaç depolarının ödemelerini zamanında yapamadığı için borç ve faiz sarmalına girdiğini, bu durumdaki eczanelere ilaç depolarınca katı ekonomik yaptırımlar uygulandığını söyledi.Saydan, yaptığı açıklamada, yaşanan ekonomik krizden eczanelerin de etkilendiğini belirtti.İlaçlarını Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı ecza depolarından aldıklarını, ancak geri ödemelerdeki gecikmeler yüzünden buralara vadesinde ödeme yapılmasında sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Saydan, bu konuda herhangi bir yasal düzenleme olmadığı için ecza depolarının ilaç firmalarından aldıkları vadelere bağlı olarak, kendilerince belirledikleri vadelerde eczanelere ilaç verdiklerini anlattı.''Devletten alacaklarını zamanında tahsil edemeyen eczacıların, ilaç depolarının ödemelerini zamanında yapamadığı için borç ve faiz sarmalına girdiğini'' savunan Saydan, bunu fırsat bilip alacaklarına fahiş oranda vade farkı koyan ilaç depolarının haciz işlemleri başlatarak eczacıların SGK ödemeleri, gayrimenkulleri ve eczanelerine el koymaya başladıklarını savundu.ECZANELERE KATI EKONOMİK YAPTIRIMLAR UYGULANIYOR''Duyumlarımıza göre 14 bin dolayında eczanenin SGK'dan alacaklarına haciz konulmuş durumda'' diyen Saydan, ödemesini geciktiren eczanelere katı ekonomik yaptırımlar uygulandığını belirterek, bu yaptırımların başında ilaç geri alımlarının geldiğini söyledi.Ecza depolarının yaptırımlarından birisinin de eczanelerden menkul ve gayri menkul teminatı almaları olduğunu belirten Saydan, ''Geri ödemelerdeki gecikmeler yüzünden borcunu ödeyemeyen eczanelerle ecza depolarının yaptığı görüşmelerde, ilaç akışının devam etmesi için gayri menkul ya da menkul rehni veya ipoteği isteniyor. Alınan teminat piyasa değeri yerine icra değeri üzerinden mevcut borca mahsuben kullanılarak eczacının varlıkları azaltılıyor ve borç ödeme gücü ortadan kaldırılıyor'' ifadesini kullandı.Bu tip ekonomik yaptırımların artarak devam ettiğini öne süren Saydan, ''Aldığımız duyumlara göre, ödeme yapamayan eczanelerin işletmesine ecza depolarınca el konularak, eczane sahipleri kendi eczanelerinde maaşlı personel konumuna düşürülüyor'' diye konuştu.Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) eczane ödemelerinin 45 günden 60 güne çıkarılmış olması nedeniyle Mayıs ayında çok sayıda eczanenin iflas noktasına geleceğini ileri süren Saydan, ''Çünkü 15 günlük gecikmenin eczaneler üzerindeki faiz yükü en az 500 milyon TL'dir. Bunu karşılayacak gücümüz yok'' dedi.ECZANELER DEPOLARA BORÇLANIYORSağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürü Mahmut Tokaç ise SGK'nın geri ödemelerinin gecikmesinden dolayı eczanelerin depolara borçlandığını, bu nedenle SGK'nın geri ödemeleri gecikmeden zamanında yapması gerektiğini söyledi.İlaç bedellerinin yüzde 100'ünün 60 günde eczanelere ödenmesinin öngörüldüğünü, ancak bunun 70-80 günü bulabildiğini anlatan Tokaç, faturalama için zaman geçmesi halinde ise bu sürenin 90-100 güne ulaştığını söyledi.İthal ilaçlar için 15-30 gün, yerlilerde ise 60-100 gün arasında değişen vadeler uygulandığını anlatan Tokaç, daha çok ithal ilaç satanların zorlandığını, geri ödemelerin gecikmesi durumunda da sıkıntıların arttığını bildirdi.Depoların, eczanelerin ödemede gecikmesi halinde hemen faiz uyguladıklarını, bazı eczanelerin bunları karşılamak için kredi çekmek zorunda kaldığını ifade eden Tokaç, ''Bu nedenle eczaneler nakit çalışmalı, mal stoklamamalı'' diye konuştu.

TEM otoyolunda kaza: 1 ölü, 2 yaralı

Alınan bilgiye göre, Ankara-İstanbul TEM Otoyolu 57. kilometrede sabah saatlerinde meydana gelen trafik kazasında, İstanbul istikametine seyreden Hüseyin Karakuş idaresindeki 34 DV 2058 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıktı.Refüje çarparak takla atan otomobilin sürücüsü Hüseyin Karakuş olay yerinde hayatını kaybederken, araçta bulunan Uğur Ateş ve Hikmet Karayalı yaralandı.Yaralılar, Ankara Numune Hastanesi'nde tedavi altına alındı.

Başkan'dan Alperenler’e ETÖ uyarısı


HÜSEYİN ÖZAY ve NEVİN BİLGİN'in haberiYazıcıoğlu'nun Ankara'da topladığı Alperen Ocakları yöneticilerine "ETÖ teşkilatı kullanmak isteyecektir. Ergenekon yapılanmasından uzak durun" talimatı verdiği öğrenildi.Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesinde geçirdiği helikopter kazasında hayatını kaybeden BBP lideri Yazıcıoğlu'nun Ankara'da topladığı Alperen Ocakları yöneticilerine "ETÖ sokak eylemlerinde teşkilatı kullanmak isteyecektir. Ergenekon yapılanmasından uzak durun" talimatı verdiği öğrenildi. ‘Rus ruleti oynuyoruz’BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasının ardından pilotlardan "ticari uçuşlarla" ilgili çarpıcı açıklamalar geldi. Halen, sivil uçuşlarda görev yapan pilotlar, bir çok pilotun "kapının önüne konulma" endişesi ile çalışmayan ve bakımı yapılmayan cihazları şirkete bildirmediğini belirterek "Çalışmayan, bakım süreleri dolmuş cihazlarla adeta Rus ruleti oynanıyor" değerlendirmesinde bulundular. Halen, özel hava yolu şirketlerinde görev yapan pilotlar, havadaki rekabetin artmasıyla birlikte, firmaların fiyatlarını düşürmek için, güvenlikten ödün verdiğini ifade eden pilotlar, işten atılmaktan korkan pilotlar ile teknik ekibin, hava araçlarının eksikliklerini tam olarak şirkete rapor etmediğini bildirdi. YOLA SiLAHI BELiNDE ÇIKMIŞBBP lideri Yazıcıoğlu'nun helikoptere binerken üzerinde silah olduğu ortaya çıktı. Yazıcıoğlu'nun 3 koruması olmasına karşın, kaza günü helikoptere korumasız binmesi tartışma konusu olmuştu. Yazıcıoğlu'nun korumalarını yanına almak yerine silahını beline takarak helikoptere binmeyi tercih ettiğiöğrenildi. Savcılık incelemesinin ardından Yazıcıoğlu'nun beraberinde bulunan Blackburry cep telefonu ve silahının ailesine teslim edileceği öğrenildi. SUİKAST iddiaları üzerine Yazıcıoğlu'nun sonradan mezarının açılmasına zemin hazırlanmaması amacıyla kan, saç, tırnak gibi numunelerin parti yşönetiminin talebiyle yedeklenerek alındığı, alınan numunelerin Adana Adli Tıp Kurumu'nda incelemesinin sürdüğü belirtildi. Zehirlendiği şüphesi olan helikopter pilotuna yolculuktan önce herhangi bir ilaç verilip verilmediği de 10 gün sonra çıkacak adli tıp raporuyla ortaya çıkacak. HELİKOPTER DAHA ÖNCE DE KAZA ATLATMIŞMuhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği helikopter kazasının ardından yeni bir iddia daha gündeme geldi. BBP Genel Merkezi dün Volkan Sürmeli isimli sivil havacılık uzmanı olduğu iddia edilen bir kişinin www.syksunhaber. com'da yayınlanan araştırmasında yer alan iddialarla bir kez daha sarsıldı.Yazıda, Medair şirketinden kiralanan helikopterin, ABD'de uçuşlarına başladığı belirtilerek, "Amerika'daki uçuşları sırasında, N474SF tescil numarasıyla hizmet vermiş. Helikopter Amerika'da da bir Türk şirket tarafından kullanılıyordu" denildi. Yere sert çakılmış Aynı yazıda, helikopterin atlattığı bir kazaya dikkat çekilerek, "12 Temmuz 2001'de Pasifik Yaz Saati uygulaması ile 13.30'da çok ilginç bir kaza yapmış. Helikopter havada güç kaybetmiş ve Kaliforniya yakınlarındaki açık bir alana sert iniş yapmış ve ciddi hasar meydana gelmiş. Helikopterdeki 3 turist ile 2 pilot ise yaralanmış" ifadesine yer verildi. Yazıda, ABD Federal Havacılık Dairesi'nin (FAA) Bell 206 tipi helikopterler için 19 Mart 2009 tarihinde "acil kod" ile bir uyarı bülteni yayınladığı ileri sürüldü. Parçaları değiştirilmeli Uyarı bülteninde helikopterdeki bazı parçaların değiştirilmesi gerektiği, aksi takdirde helikopterin kumandalarının pilota cevap vermeyeceğinin duyurulduğu iddia edildi. 19 Mart'ta yayınlanan acil kodlu mesajdan 6 gün sonra Yazıcıoğlu'na bu helikopterin tahsis edilmesinin yeni soruları da beraberinde getirmesi gerektiğinin altı çizildi.

Obama'ya çağrı


Ancak son dönemde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AB reformları konusunda hevesini yitirmiş göründüğünü yazan gazete, Obama'nın Ankara'yı reformların Türkiye'nin demokrasisini güçlendireceği ve daha fazla istikrar ile büyüme getireceği konusunda ikna etmesi gerektiğini yazdı. Gazetenin bir diğer tespiti de Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Türkiye'yi AB'nin dışında tutmak için yapabildiği her şeyi yapacağını açıkça göstererek, bu süreçte köstek rolü oynadığı oldu. NY Times, "Obama'nın, Sarkozy ve diğerlerini, Türkiye'nin –bir Müslüman demokrasinin– kabul edilmesinin herkesin yararına olacağına ikna etmesi gerekli." diye yazdı.
Makalede Ankara'nın İsrail ile Suriye arasında oynadığı arabuluculuk rolüne atıf yapılırken, Washington'ın da teşviki ile, Erdoğan'ın İran, Sudan ve Hamas üzerinde olumlu yönde etkili olabileceği de ifade edildi.
Türkiye'nin Irak Kürtleri ile olan işbirliğinin büyük ölçüde gelişme gösterdiği, Ermenistan ile de yakın bir gelecekte ilişkilerini normale döndüreceği yönünde haberler geldiği vurgulandı. ABD Kongresi'ne de soykırım iddialarını tanıyan bir tasarıyı kabul etme konusunda aceleci davranmaması tavsiye edildi. "Seçim kampanyası esnasında, bu olayı bir soykırım olarak tanıyacağı konusunda taahhütte bulunmuş olan Obama da bu konuda adımlarını sakınarak atmalıdır." denildi.
Obama, Türkiye ile ilişkileri rayına oturtmak istiyor
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye'ye gelişini analiz eden Amerikan Associated Press haber ajansı, ziyaretin sonradan planlanmış bir gezi olmadığı, Obama'nın, "bölgedeyken Türkiye'ye de gideyim" düşüncesiyle hareket etmediği yorumunda bulundu. Ziyaretin Amerikan Başkanı'nın Türkiye'ye verdiği önemi gösterdiğini yazan AP, Obama'nın ilk olarak, ABD'nin Irak'ı işgalinde Türkiye'nin topraklarını kullandırmamasıyla zarar gören ilişkileri rayına oturtmak istediğini belirtti. Barack Obama'nın Türkiye gezisi sırasında, buluşacağı Cumhurbaşkanı Gül ile Erdoğan'a, Afganistan ve Pakistan stratejilerini anlatacağını ve destek bekleyeceğini yazan ajans, Afganistan'da küçük bir kuvveti olan Türkiye'nin bu ülkedeki mevcudiyetinin, muazzam bir sembolik önemi bulunduğuna dikkat çekti. Dış Haberler Servisi
ABD Başkanı için sinyal kesici cip
Ankara'ya bu akşam ayak basacak olan ABD Başkanı Barack Obama'nın gelişi öncesi Amerikalı yetkililerin de hazırlıkları son aşamasına geldi. Önceki gece geç saatlerde İstanbul'a getirilen helikopterin ardından, dün de sinyal kesici (jammer) özellikli iki cip getirildi. Dün akşam saatlerinde Atatürk Havalimanı'na inen ABD Hava Kuvvetleri'ne ait C-130 tipi nakliye uçağıyla getirilen cipler, aprondan çıkarılarak ABD Başkonsolosluğu'na götürüldü.

İSMİ SKANDALA KARIŞTI!


Galatasaraylı Golcü Milan Baros'un İsmi Skandala Karıştı. Yıldız Futbolcunun, Çek Cumhuriyeti'nin 2010 Dünya Kupası Elemelerinde Slovakya'ya Yenildiği Maçt...
Gazete, takım arkadaşları Martin Fenin, Tomas Ujfalusi, Vaclav Sverkos, Marek Matejovksy ve adları bilinmeyen birkaç oyuncu ile teknik kadronun uyarılarını dikkate almayarak U Sevce Matouse adlı bir restorana eğlenmeye giden Milan Baros'un daha sonra hayat kadınlarını bir mekana davet ettikleri ileri sürüldü.
Telefonları değiştiler!
Haberde, farklı saatlerde 12 hayat kadının Çek oyuncuların bulunduğu eğlence yerine geldiği belirtilirken sabaha karşı 06.30 sularında restorandan ayrılırken görüntülenen ve çok sarhoş olduğu vurgulanan Baros'un, kadınlardan biriyle telefon numaralarını değiştirdiği ve onunla kısa bir yürüyüş yaptığı ifade edildi.
Gazete, haberinde, "Milli Takım kalecisi Petr Cech statta basın toplantısı yaparken, onlar restoranda toplanmaya başlamışlardı bile" ifadelerini de kullanarak Milan Baros ve diğer oyuncuları adeta topa tuttu.

ALTI ÇOCUK AŞKLARINI BİTİRDİ


Brad Pitt -Angelina Jolie İlişkisi Gün Geçtikçe Çatırdıyor. Bunda, Çiftin Altı Çocuğunun Etkisinin Büyük Olduğu Söyleniyor...
Geçtiğimiz günlerde 'The Little Mermaid' müzikalini izlemeye giden ünlü çiftin çıkışta çekilen fotoğrafları, aralarındaki gerilimi açıkça ortaya koydu. Müzikal çıkışında ayrı ayrı yürümeyi tercih eden çift, somurtkanlıklarıyla dikkat çekti. Brad Pitt kucağında Shiloh'u taşıyor, Pax'in de elinden tutuyordu; hemen arkasındaki Angelina Jolie ise kucağında Zahara varken, bir yandan da omzundan tutarak Maddox'a yol göstermeye çalışıyordu. Bu sırada yakışıklı oyuncu, arkasına bakıp sevgilisinin ne durumda olduğunu kontrol etme ihtiyacı duymuyordu.
SİNİR HARBİ YAŞANIYOR
Söylentilere göre; geçtiğimiz temmuz ayında ikizleri Knox ve Vivienne dünyaya geldiğinden beri Pitt ve Jolie yorgunluk ve sinir harbiyle yaşıyor. Sürekli film çekimlerinde oldukları için birbirlerine hiç zaman ayıramıyor. Ve sahip oldukları altı çocuk; çiftin, bir zamanlar hiç bitmeyecekmiş gibi duran balayılarını, çoktan tarihe gömmüşe benziyor. Brad ve Angelina'nın romantik bir hafta sonu için yani sadece bir-iki günlüğüne bile kaçamak yapma fırsatı artık hiç yok. O günler çok gerilerde kaldı. Peki dünyanın en kıskanılan çifti romantizmini nasıl kaybetti?
* 33 yaşındaki Angelina Jolie, günde 12 saatini yeni filmi 'Salt'ın çekimlerinde geçiriyor.
* O setteyken; yedi yaşındaki Maddox, beş yaşındaki Pax, dört yaşındaki Zahara, iki yaşındaki Shiloh ve ikizlerle ilgilenen isim ise babaları Brad Pitt oluyor.
* 'Çocuklar bizi tüm gün meşgul ediyor' diyen 45 yaşındaki Pitt, Fransız dergisi 'Gala'ya verdiği röportajda, 'Çok uyumamayı zamanla öğreniyorsunuz' diye konuşuyor.
* Çiftin son aylarda sadece bebek bezleri ve uykusuzlukla savaştığı söyleniyor. Hatta ikisi de; altı çocuğun çığlıklarıyla geçen bir günle kıyaslandığında, sette çalışarak geçen günü parkta yürüyüş yapmaya benzetiyor.
SEKS YAPMIYORLAR
* Brad Pitt, sevgilisiyle baş başa vakit geçirmek söz konusu olduğunda 'Denedik ama çok zor' diyor. Çiftin artık birlikte yaptığı tek şey; Oscar gibi resmi davetlere katılmak.
* Geçmişte çok renkli olan cinsel hayatlarının da öldüğü, yorgunluktan Angelina'nın seks yapmak istemediği iddia ediliyor.
* Amerika'nın en seksi çifti, Shiloh doğduktan sonra da aynı sorunla boğuşmak zorunda kalmış. Brad Pitt de, 'İkizler büyüyünce bizim için her şey daha kolay olacak' diyerek bu gerçeğe bir gönderme yapıyor.
* 'Seks Bizi Ayırana Dek' kitabının yazarı Trina Read, Pitt'e hak veriyor: 'İlişkileri önümüzdeki altı ay farklı olacak. Bu süre boyunca iletişimde olmaları önemli. Ancak o zaman ilişkileri düzelir.'
Angelina için seksilik artık önemli değil
2005 yılında birlikte başrolünü oynadıkları Bay&Bayan Smith'in galasına katılan Brad Pitt ve Angelina Jolie'nin arasındaki cinsel çekim herkes tarafından fark ediliyordu. Ama artık çift, orta yaş kayıtsızlığına kapılmış gibi görünüyor. Bir arkadaşları, 'Eskiden ne kadar seksi oldukları hiç önemli değil, çünkü artık kendilerini hiç de öyle hissetmiyorlar. Altı çocuk düşünüldüğünde artık seksi görünmek onlar için hiç önemli değil!'

Asyada kırmızı alarm


BM Güvenlik Konseyi'nin, Kuzey Kore'nin bu sabah yaptığı füze denemesinin ardından acilen toplanacağı bildirildi.
BM yetkilisi, Konsey toplantısının bugün 21.00'de kapalı kapılar ardında yapılacağını söyledi. Diplomatlar, Japonya ile ABD'nin toplantıda, füze denemesinin kınanmasını ve mevcut yaptırımların uygulanmasında daha titiz davranılmasını isteyeceklerini belirttiler.Konseyin, Japonya'nın talebi üzerine toplanacağı ifade ediliyor. Kuzey Kore'nin bu sabah erken saatlerde fırlattığı uzun menzilli füzenin, Japonya'nın üzerinden geçerek Büyük Okyanusa'a doğru gittiği, Japonya hava kuvvetlerinin füzeye müdahale etmediği bildirilmişti.Öte yandan ABD Başkanı Barack Obama, Kuzey Kore'nin füze deneyerek kışkırtıcı bir eylemde bulunduğunu, bunun, açıkça BM Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali olduğunu söyledi.Obama, Kuzey Kore'nin füze programının, kuzeydoğu Asya'da barış ve güvenlik açısından bir tehdit oluşturduğunu belirtti, çağrılara cevap vermeyen Pyongyang yönetimine, bu tip adımlardan uzak durması çağrısında bulundu.

Obama'ya liderlik vizesi





NATO Genel Sekreterliği için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile 1 saat başbaşa görüşerek Türkiye'yi Rasmussen konusunda ikna eden ABD Başkanı Barack Obama'nın bir dünya lideri olduğu vasfını kanıtladığı iddia edildi.
Türkiye Danimarka Başbakanı Rasmussen'in NATO Genel Sekreterliği'ne ROJ TV ve karikatür krizinden dolayı özür dileme karşılığında onay vermişti. Rasmussen'nin NATO'daki yardımcıları da Türklerden seçilecek. ABD Başkanı Barack Obama, denizaşırı ilk gezisinde ziyaret ettiği ülkelerde, Beyaz Saray'ı sürekli izleyen Amerikalı gazetecilerden oluşan “önceden planlanmış” listenin dışına çıkarak salondaki yabancı gazetecilere de söz vermeye özen gösteriyor.Obama'nın Türkiye'yi de kapsayan bu ilk Avrupa gezisini, Anadolu Ajansı muhabiri de Beyaz Saray ekibiyle birlikte izliyor.Londra'da yapılan G-20 zirvesi sırasında, Beyaz Saray basın ekibiyle seyahat eden Çin Halk Cumhuriyeti'nden bir gazeteci, Obama salonda “Amerikalı olmayan” bir gazeteci arayışına girince, ülkesinin ismini defalarca yüksek sesle tekrar edip söz istedi. Obama, “O kadar ısrar ettiniz ki sözü size veriyorum” dedi. Çinli gazeteci, bu hakkını, sorduğu sorunun yanı sıra gidilen her noktada sürekli Amerikalı gazetecilere söz verilmesini ve bunun önceden belirlenmiş bir listeden yapılmasını eleştirerek kullandı. Obama, daha çok Beyaz Saray'ı sürekli takip eden gazetecilere soru sorma hakkı tanımasını, “Ben ABD'nin Başkanıyım. Çin'in, Japonya'nın veya başka bir ülkenin değil. Kendi topraklarımdaki insanlara karşı sorumluluklarım var. Beni onlar seçti” diyerek açıkladı.Ancak mesaj alınmıştı. Obama, Londra'dan sonra geçtiği NATO zirvesinin yapıldığı Strasbourg ile Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da, Amerikalı olmayan, listesinin dışında bulunan isimlere daha fazla soru sorma şansı tanıma çabası gösterdi. Obama, Washington'da düzenlediği basın toplantılarında da elindeki bir listeden gazetecilerin isimlerini okuyarak söz veriyor. Bu uygulamayla ilgili AA'nın konuştuğu bir Beyaz Saray yetkilisi, “Biz daha yeniyiz. Bu işleri yeni öğreniyoruz” değerlendirmesini yaptı ve yabancı gazetecilerin de söz hakkı almasına gayret göstereceklerini söyledi.“BAŞBAKANINIZ ÇOK İYİ BİR ADAM”Obama'nın yabancı gazetecilerle konuşurken samimi bir hava içinde olduğu da görüldü. G-20 zirvesi sırasında salondan söz verdiği Hindistan'dan bir kadın gazeteci, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ile ilgili bir soru sordu. Obama, “Başbakanınız çok iyi bir adam” deyince Hintli gazeteci, “Çok teşekkürler” yanıtını verdi. Bu yanıt, salondaki gazetecilerin gülüşmelerine neden oldu ve Obama, “Görüyorum ki Başbakanınızın iyi olmasından siz kendinize de pay çıkarıyorsunuz. Bilmem gereken bir şey var mı?” sözleriyle şakalaştı.Hintli gazeteci ise ani reaksiyonundan mahcubiyetini belirtirken, “Kusura bakmayın. Başbakanımızla çok gurur duyuyorum” dedi.ABD BAŞKANI GRİP ATLATIYORİlk denizaşırı ziyaretinde G-20 ve NATO gibi iki büyük zirveye katılan ve Prag'da bugün ABD-AB zirvesinde de yer alacak Obama, Londra'da basın önünde konuşurken iki kez üst üste hapşırdı.Gazetecilerden özür dileyen Obama, “Bir haftadır çekiyorum” dedi. Beyaz Saray yetkilileri, Obama'nın kendisini bugün daha iyi hissettiğini söyledi.NATO ZİRVESİNDE BEYAZ SARAY GAZETECİLERİNİN ZAFERİNATO zirvesinin gerçekleştirildiği Strasbourg'da, güvenlik nedeniyle çok geniş önlemler alınırken, genel olarak gidilen her yerde Beyaz Saray'ı takip eden gazetecilere sağlanan en ön sırada oturma, en yakından fotoğraf ve görüntü çekme, diğer gazetecilerden önce sıraya girme imkanı gibi ayrıcalıkların tanınmayacağı duyuruldu.Beyaz Saray tarafından, her gidilen ülkede gazetecilere dağıtılan ve ayrıcalıklı muamele sağlayan akreditasyon kartlarının NATO'da geçerli olmayacağının söylenmesi üzerine, salonda ön sırada yer tutmak isteyen gazetecilere, öğleden sonraki toplantı için saat 10.30'dan itibaren servis otobüslerine binmeleri tavsiye edildi. Basın toplantısının yapıldığı salonun önüne gelindiğinde ise güvenlik güçleri, gazetecileri içeri almadı ve otobüse binerek basın merkezine geri dönmeleri tavsiyesinde bulundu.Yüzlerce gazeteci, akreditasyon kartları olduğu ve ağır bir güvenlik taramasından geçtikleri halde içeri alınmamalarını protesto edince, kalabalık gazeteci ordusuna karşı takviye güvenlik güçleri gönderildi. Otobüsle geri dönmeyi reddeden gazetecilerin bazıları, barikatların önünde saatlerce içeri alınmayı bekledi.Beyaz Saray yetkililerinin çabası sonunda Obama ile seyahat eden gazeteciler, salona ilk girenler arasında yer aldı. Beyaz Saray ile seyahat eden gazetecilerin salondaki yeri, belki ortadaki en iyi görüş açısı olan yer değildi, ama solda en önden birkaç sıraydı.Londra'da G-20 zirvesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in farklı fikirler beyan etmesiyle başlamasına karşın Obama, dünya sahnesine çıktığı bu ilk büyük zirvede başarılı bir sınav verdi ve “Her şeyde anlaşmasak da, finansal kriz hepimizin ortak sorumluluğu. Burada anlaşıyoruz” mesajını vurguladı. Zirve sonunda somut bir eylem planı çıkması da G-20'ye ilişkin beklentileri aşacak düzeyde oldu.NATO zirvesinde, Türkiye'nin Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'e ilişkin çekinceleri en çok konuşulan konuların başındaydı. 60'ıncı yılını kutlayan NATO'dan ortak bir ses çıkmasında, Obama'nın yoğun çabası rol oynadı ve kaygılarının giderileceği inancını taşıyan Türkiye, son anda Rasmussen'in bir sonraki NATO Genel Sekreteri olmasına onay verdiğini açıkladı.Beyaz Saray'dan üst düzey bir yetkili, daha erken saatlerde bir telekonferans sırasında, AA muhabirinin sorusu üzerine, yeni NATO genel sekreterinin belirlenmesi için bir aciliyet hissi bulunmadığını söylemiş ve Haziran ayına kadar, şimdiki genel sekreterin görevini sürdüreceğini hatırlatmıştı. NATO'da böyle bir uzlaşma sonucu çıkması, bu ilk Avrupa ziyaretinde, ABD'nin liderlik vasfını yeniden inşa etme arayışında olan Obama hanesine de olumlu bir puan olarak yazıldı.